Kategori: Uncategorized

Motosiklet ve Otomobil arasındaki sürüş farkları

ARABA

  1. Koltukta oturur ve direksiyon ile araç yönlendirilir.
  2. Fren yaparken ve dönüşlerde tüm dört tekerlek eşit şekilde hareket eder.
  3. Yol çalışması ya da yan yol girişlerine karşı hızınızı düşürür, dikkatli olursunuz.
  4. Rüzgar? Neredeyse hiç etkisi yok. Direksiyonu biraz daha sıkı tutarak devam edebilirsiniz.
  5. Araba içinde müzik dinlemek, telefonla konuşmak, yemek yemek veya içmek mümkündür.
  6. Yolcuların davranışları sürücünün dikkatini dağınık hale getirebilir ama sürüşü etkilemez.
  7. Fren, genellikle kötü bir durumu atlatmak için kullanılır.
  8. Fren sistemi tek bir yapıdır ve sürücü sadece ne zaman kullanacağını seçer.
  9. Yağmur, genelde aracınızın kirlenmesine sebep olur.
  10. Araba içinde kendi gölgeniz çok önemli değildir.
  11. Yol yüzeyindeki renk değişimlerini fark etmek zor olabilir.
  12. Gaz sadece hızlanmak için kullanılır.

MOTOSİKLET

  1. Motoru bedeninizle kontrol eder, vücut ağırlığınızı sağa, sola ve ileri-geri hareket ettirerek yönlendirirsiniz.
  2. Fren yaparken, iki tekerleği ayrı ayrı düşünür ve her biri için farklı bir yaklaşım sergilersiniz.
  3. Yol yüzeyindeki gevşek stabilize maddelere dikkat edersiniz; araba gibi her şeyin sabit olduğunu varsayamazsınız.
  4. Kuvvetli rüzgarlar daha fazla yakıt tüketimi yaratır ve sizi yoldan savurabilir.
  5. Konuşmak, müzik dinlemek veya diğer dikkat dağıtıcı şeyler, sürüş güvenliğini etkileyebilir.
  6. Yolcular sürüşün bir parçasıdır ve sürücünün hareketleriyle uyumlu hareket ederler.
  7. Kötü bir duruma düşüldüğünde gaz, genellikle kurtarıcı olur. Kaygan zeminlerdeki ani kaymalarda ise dikkatli gaz kullanımı faydalıdır.
  8. Ön ve arka frenler ayrı sistemlerdir. Her ikisini farklı basınçlarla kullanmanız gerekebilir.
  9. Yağmur, hem yolu kayganlaştırır hem de görüşü kısıtlar. Ayrıca kendinizi ıslanmaktan korumak için önlemler almanız gerekir.
  10. Gölgelere dikkat etmelisiniz. Onların size ne kadar görünürlük sağladığını göz önünde bulundurmalısınız.
  11. Renk farkları önemlidir. Özellikle kaygan zeminler veya tehlikeli bölgeler hakkında sizi uyarabilirler.
  12. Gaz hem hızlanmak hem de hız kesmek için kullanılır.

Başlangıç Motosikleti Nasıl Seçilir.

Başlangıç İçin Uygun Motor Seçimi

İlk motorunuz olarak 125cc veya en fazla 250cc’lik bir model, hatta küçük bir scooter idealdir. Öncelikle bir motosiklet kursuna katılın ve gerekli eğitimleri orada tamamlayın. Ehliyetinizi aldıktan sonra, her markadan uygun fiyatlı bir motor seçebilirsiniz.

Motor seçerken dikkate almanız gereken bazı önemli noktalar vardır:

İlk olarak, temiz ve uygun fiyatlı ikinci el bir motor tercih edin. Bu şekilde, motoru denemekten çekinmezsiniz. Eğer çok pahalı bir motor alırsanız, motoru düşürmekten veya çizilmesinden korkar ve bu da sürüş becerilerinizin gelişmesine engel olur.

İkinci olarak, motorun kontrol edilebilirliği önemlidir. Kontrol edilebilirlik, fiziksel yapınıza, boyunuza, hangi koşullarda kullanacağınızı ve trafik deneyiminize göre değişir. Eğitim sırasında farklı tipte motorlar kullanmak, sürüş becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır. Ancak, ilk motorunuz kesinlikle 600cc’den fazla olmamalıdır.

Ayrıca, uzun yıllar iyi bir araba sürücüsü olan bir kişi ile yeni bir motosiklet sürücüsünün, aynı anda ehliyet almış olsalar bile çok farklı deneyimler yaşayacağını unutmayın. Örneğin, 190 cm boyundaki bir kişi, 165 cm boyundaki birine uyan alçak bir motora rahatça binemez. Bu durumda, daha yüksek ve uygun bir motor (örneğin enduro tipi) tercih edilmelidir.

Ehliyetinizi alır almaz hemen yoğun şehir trafiğine çıkmayın. İlk zamanlar sakin ve tali yollarda pratik yapın. Kendinizi geliştirdikten sonra, yavaşça yoğun trafiğe girmeyi deneyin. Mümkünse, size rehberlik edebilecek tecrübeli bir sürücüyle birlikte motor kullanın. Motor sürüşünün sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir süreç olduğunu, yüksek dikkat ve odaklanma gerektirdiğini unutmayın.

Bazı motorlar ağır olabilir, bazıları hafif. Bazı motorlar sırtınızı, bazıları ise bileklerinizi yorabilir. Bazıları virajlarda daha başarılı olur, bazıları düz yolda daha dengelidir. Bazı motorlar yüksek devirde çalışırken, bazıları daha fazla tork sunar. Ayrıca, bazı motorlar büyük ve gösterişli olabilir, bazıları ise gösterişten uzak ama her durumda kullanışlıdır.

Sonuç olarak, bütçeniz ve tercihlerinize göre motor seçiminizi yapın. Önemli olan, aşırıya kaçmadan ve ihtiyaçlarınıza uygun bir motorla yola çıkmaktır.

Motosiklette İleri Bak

 İleri Bakış: Motosiklet Sürüşünde Güvenlik ve Başarı İçin Kritik Bir Yetenek

Motosiklet sürerken, dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri “ileri bakış”tır. İleri bakabilmek, sadece yolu görmek değil, etrafınızdaki potansiyel tehlikeleri fark etmek, doğru yönü seçmek ve güvenli bir şekilde sürüş yapmak için hayatidir.

Çoğu insan, ileriye bakmanın kolay bir şey olduğunu düşünse de, doğru bakış açısını geliştirmek sürücü için büyük bir fark yaratır. Çünkü baktığınız yöne doğru hareket edersiniz; bu yüzden doğru yöne bakmak, dönüşleri ve virajları doğru alabilmeniz için kritik önem taşır.

Sadece gördüğünüzle yetinmek yeterli değildir. Trafikte, çevrenizdeki her şeyin farkında olmalı ve gelişen durumu önceden tahmin edebilmelisiniz. Sürüş becerilerinizi geliştirebilmek için bakışlarınızı doğru yönlendirmeniz gerekir.

Görmek İçin Ne Yapmalıyız?

Yol üzerindeki her şey, bakışlarınızla doğrudan bağlantılıdır. İyi bir sürücü, doğru bakışı uygulayarak daha güvenli bir sürüş sağlar. Herkesin öğrenmesi gereken birkaç basit teknik olsa da, bu becerilerin gelişmesi zaman alabilir.

Dönüş yaparken, dönüş yapacağınız yönün ilerisine bakmalısınız. Küçük daireler içinde sürüş yaparken, hedefinizin ilerisine ne kadar çabuk bakarsanız, dönüşünüz de o kadar düzgün olur. Bu yetenek sadece küçük dairelerde geçerli değildir. Sürüşün her anında, geniş bir alana ve uzağa bakmanız gereklidir. 12 saniye önünüzdeki yolu (yaklaşık 100 metre) ve her iki yanınızı sürekli taramak gerekir. Bu şekilde her şeyi fark edebilir ve anında reaksiyon gösterebilirsiniz.

İleri Bakma Yeteneklerinizi Geliştirin

İleriye bakmak, sadece bir sürüş tekniği değil, aynı zamanda bir hayat boyu sürecek bir öğrenme sürecidir. Gelişen sürüş kapasitenizi arttırmak için başınızı fazla çevirmeden, geniş bir alanı taramayı alışkanlık haline getirmelisiniz.

Eğitiminizde ilerledikçe, baktığınız yerdeki tehlikeleri görebilme yeteneğiniz de artacaktır. Yolda karşılaştığınız her nesneye dikkatlice odaklanın, ancak bir noktaya uzun süre odaklanmamaya dikkat edin. Aksi takdirde, dikkatinizin kaydığı yere doğru yönelmeye başlayabilirsiniz.

Görünmeyen Tehlikeler ve Hazırlık

Trafikteki tehlikeleri görmek, sadece görebileceğiniz hataları fark etmekle sınırlı değildir. Ayrıca, görünmeyen tehlikelere karşı da hazırlıklı olmalısınız. Park halindeki araçlardan birinin kapısının açılabileceğini, bir çocuğun aniden yola fırlayabileceğini veya önünüzdeki aracın beklenmedik şekilde yön değiştirebileceğini önceden tahmin etmelisiniz.

Trafikte, her an her şey değişebilir. Bu yüzden, sürüş tarzınızı sürekli olarak gözden geçirmeli ve her olasılığı değerlendirerek kendinizi her an hazırlıklı tutmalısınız.

Geniş Bakın, Her Yönü Tarayın

Yalnızca önünüze değil, her yöne geniş bakın. Yukarıdan aşağıya, sağdan sola sürekli tarama yapın. Ne kadar geniş bir alana bakarsanız, o kadar fazla bilgiyi fark edersiniz. Sadece bir noktaya odaklanmak, tehlikeleri gözden kaçırmanıza sebep olabilir.

Güvenlik Sizin Sorumluluğunuzdur

Unutmayın, yolda olan her şeyin farkında olmanız gerekmektedir. Trafikteki diğer araçların hareketlerini önceden tahmin ederek, kendinizi korumalı ve güvenli bir sürüş için hazırlıklı olmalısınız. Bu, sadece hız ve beceriyle ilgili değil, aynı zamanda farkındalık ve tecrübe ile ilgilidir.

Sonuç: Bakışınızla Yön Alırsınız

İleri bakış, sadece motosiklet sürücülüğünde değil, tüm araç sürücülüğünde çok önemli bir faktördür. Ne kadar geniş alanda sürekli tarama yaparsanız, o kadar çok bilgi edinirsiniz. Dönüşlerde, yol kenarındaki engelleri veya diğer araçları görmeden hareket etmeyin. Her an her yere bakmak, sürüşünüzü daha güvenli hale getirecektir.

Gece Motosiklet Sürmek

 

Gece Sürüş Teknikleri

Gece motosiklet kullanımının kendine has bir büyüsü vardır. Farlarınız karanlığı aydınlatırken, asfaltın üzerinde süzülür gibi hissedersiniz. Ancak gece sürüşleri büyüleyici olması kadar tehlikelidir de, çünkü görüş alanınız gündüzüne kıyasla çok daha daralmıştır.

Neyse ki, doğru teknikler ve dikkatle gece görüşünüzü daha etkili hale getirebilirsiniz:

Görüş Mekanizmanızı Anlayın

Gözlerimiz iki tür reseptörle çalışır:

  • Conlar: Gündüz aktif olan bu reseptörler, gözün merkezindedir ve parlak ışıklara duyarlıdır.
  • Rodlar: Karanlıkta aktif olan bu alıcılar göz retinasının yanlarında bulunur.

Rodlardan tam verim almak için bakışınızı hedeften biraz yana çevirerek görüş alanınızı genişletebilirsiniz. Gözlerinizi serbest bırakıp tarama yaparak, beyin algı merkezlerinizi aktif tutmanız önemlidir.

Sabit Bakışı Engelleyin

Gece boyunca uzun süre tek bir noktaya bakmak –örneğin bir ışık kaynağı– sabit bakış görüşü oluşturarak tehlikeli durumlara yol açabilir. Bunun yerine, bakışınızı sürekli hareket ettirin ve tarama yapın.

Göz Bakımı ve Dinlenme

Göz kırpma, gözlerinizin nemlenmesini sağlayarak görüş kalitenizi artırır. Göz kapaklarınızı sıkça kısıyor veya göz yorgunluğu hissediyorsanız, kısa bir mola vererek gözlerinizi dinlendirin.

Karşıdan Gelen Araçların Işıkları

Karşıdan gelen ışıklara bakmaktan kaçının. Bunun yerine:

  • Sağa Odaklanma: Gözlerinizi yolun sağ kenarına odaklayarak karşı yön ışıklarının etkisini azaltabilirsiniz.
  • İki Noktalı Tarama: Karşıdan gelen araçların hareketlerini ve yolu tarayarak peri ferik (yanal) görüşünüzü kaybetmezsiniz.

Gece Görüşüne Engel Olan Faktörler

  • Vizör ve Gözlük: Güneş gözlüğü ve koyu renkli vizörler gece sürüşü için uygun değildir. İçten gözlük kullanımı karanlık bölgelere girerken çıkarılmalıdır.
  • A Vitamini Eksikliği: Gece görüş zorluğu yaşıyorsanız bir göz doktoruna başvurmalısınız.

Gece Sürüşü İçin Pratik Tavsiyeler

  1. Far Ayarları: Farlarınızın yüksekliğini kontrol edin, gerekiyorsa daha güçlü ampuller kullanın. Zenon ampullerün uygun mercek olmadan kullanılması ışığı dağıtır.
  2. Temizlik: Vizörünüzü ve farlarınızı temiz tutun.
  3. Uzun Farlar: Karşıdan gelen araç olmadığında uzun farlarınızı kullanın.
  4. Geniş Hat: Virajlarda geniş hatlar kullanarak sürüş pozisyonunuzu koruyun.
  5. Takip Mesafesi: Takip mesafesini koruyun ve ani hareketlerden kaçının.
  6. Korna Kullanımı: Tehlikeli durumlarda korna kullanmaktan çekinmeyin.
  7. Strateji: Gideceğiniz yol için önceden bir plan yapın.
  8. Güvenli Duraklama: İşıktan gölgeye ani geçişlerde gözlerinizi alışması için mola verin.

Son Söz

Gece sürüşleri, güzelliğinin arkasında ciddi riskler barındırır. Doğru teknikleri uygulayarak bu riskleri en aza indirebilirsiniz. Unutmayın, her zaman çelik bir engelle çarpışmaktansa tarlaya dalmak daha az acılı olabilir.

 

Rüzgarda Motosiklet Sürme Tekniği

Üst bedeniniz rahat, kollar rahat olarak alt bedeninizle, bacaklarınızın üst kısımları ile motoru sıkı tutun. Kollarınız gevşek bir durumda olduğu müddetçe patlayan rüzgar sağanağı kollarınız vasıtasıyla gidona transfer olmayacaktır. Alt bedeninizle motoru sıkı tutarken motoru hafifçe rüzgara doğru verin. Üst bedeniniz ise sıvı misali çok hafif olarak gelen rüzgar şoklarına paralel hareket edebilsin. Rüzgarı yerken gazı açık tutmanız motorun havanın içinden yumruk gibi geçmesini sağlar. Rüzgarın darbesiyle ani bir refleks ile gazı kesmeyiniz. Yapmanız gereken bacaklarınızla motoru daha sıkı tutmaktır. Üst bedeninizi de rahat bir durumda tutmaktır. Çok az bir miktar gazı kapatmanızın mahzuru olmaz ama tamamen kapatılmamalıdır. Rüzgar sizi iter gazda rüzgarı geri iter, gaz kapatılırsa rüzgar kazanır.

Yol kenarındaki ağaçlara, otlara dikkat ediniz şayet aşırı derecede sallanıyorlarsa ve siz rüzgarı hissetmiyorsanız bu motorunuzu bacaklarınızı daha sıkı tutmanız ve üst bedeninizi gevşetmeniz gerektiğinin işaretidir.

Rüzgar altında yoldaki hattınızın ortasına yakın sürüş yapınız. Bu her iki yöne de rüzgarın kuvvetlenmesine ve zayıflamasına göre daha serbest hareket edebilmenizi sağlar. Sınırları zorlayıp fırtınalar da motor sürmeye devam etmeye çalışmadan havlu atmasını da bilerek güvenli bir yere çekip beklemekten kaçınmayınız.

Siz ne kadar kuvvetli olursanız olun rüzgar daha kuvvetlidir. O zaman akıllı olun. Mutlaka binalarla aranızda gelen rüzgarı tamponlayacak bir yastık olmasına dikkat edin. Böylece aniden üzerinizde patlayacak bir rüzgar sağanağının sizi katı bir cismin üzerine yada toptan yoldan dışarı sürüklemesine engel olursunuz. Çevrenizin farkında olursanız tamamen tesadüfen olan olaylar diye bir şeyin aslında olmadığını, bunların sizin bir anlık dalgınlıklarınızdan kaynaklandığını göreceksiniz. Yüksek binaların yada yamaçların dibinde doğal olarak rüzgar türbülansları hep olur. Ağır vasıtalar çevrelerinde türbülanslar yaratırlar. Araçların ve yapıların arasındaki boşluklar rüzgar çarpmalarının olduğu yerlerdir. Buralara öylesine, aklınız başka yerde girip de sonra ne olduğunu anlamadım, birden kuvvetli bir rüzgar üzerimde patladı diyenlere ancak gülünür. Buralarda kendinizi bacaklarınızla sıkı tutun ve üzerinize gelmesi muhtemel kuvvetli hava akımını karşılamaya hazır olun. Rüzgarın sizi nerede ayağa kaldıracağını, nerede geriye atacağını önceden kafanızda şekillendirin ve gerekli karşı hamleyi yapın. Bu hamlenin amacı sürüş hattınızı kaybetmemektir. Rüzgarı hattınızda kalmanızı sağlayacak miktarda biraz geri itin sonra hamlenizi biraz gevşetin sonra tekrar biraz itin. Virajın apeks(orta noktası) noktasında sizi yakalayan kuvvetli fırtına şiddetindeki bir rüzgarda gazı biraz artırın ve ağırlığınızı öne kaydırın. Çabucak seleden yukarı kaymak ve başınızı ve bedeninizi öne doğru almak da yararlı olacaktır. Bol giysiler sizi rüzgar altında bir yelkenlinin balonu gibi oradan oraya savuracaktır. Giydikleriniz üzerinize tam olsun. Bilhassa yağmurluklarda bol giyinilir. Bu yanlıştır, içine hava dolup sizi savuracak giysilerden kaçınınız.

Kendinizi toplayın ve vücudunuzu salıvermiş bir durumunda motor kullanmayınız. Üst bedeniniz ve kollarınız rahat, alt bedeninizle sıkı bir şekilde motoru tutuş durumunuzu her an muhafaza ediniz. Motor sürüşünde “Daldım” demek felaketle eş anlama gelebilir. Rüzgarın nerede ne zaman ve ne şekilde vuracağını tam bilemezsiniz. O yüzden motor üstünde doğru pozisyonda ve yeterince derli toplu oturuyor olmak sizi birçok duruma karşı hazır tutacaktır. Büyük kafalı, büyük gövdeli motorlar bu durumlarda çok düzensizdirler. Böyle bir canavarı kullanıyorsanız rüzgarda nasıl reaksiyon verdiğine bakarak ona göre davranışlarınızı ayarlamayı öğreniniz. Motorla mücadele rüzgarda daha fazla efor ister bu da takiben su kaybı ve tükenişi(aşırı yorulma) çabuk getirir. Bu yüzden sınırlarınızı bilin, her zaman hava şartlarını öğrenerek yola çıkın ve eğer hava raporlarında 100 km/saat üzerinde bir rüzgar esintisinden bahsediliyorsa yola çıkmayınız.

Güçlü rüzgar su dalgalarının yaptığı etkiye benzer etki yapar. Düzenli gelen çapraz rüzgarlarla baş etmek kolaydır, hattınızda kalabilmek için yeterince rüzgara doğru kırın. Ancak insanı sürükleyen bir türbülansın içinden sürüp geçmek karışık bir durumdur. Yöneltin yada yöneltilirsiniz. Elciklerde ve pedallarda, hatta kalabilmek için kollar ve üst gövde kasılmadan, bacaklarla motoru daha sıkı tutarak sürekli bir kontra basınç uygulaması gerekir.

Motosiklette Gaz Kontrolü

 
Öncelikle bilinmesi gereken iki nokta vardır:

1. Gazı kapamak yada azaltmak ağırlığınızı öne verir bu da arka tekerin yol tutumunu azaltır.
2. Gazı açmak ağırlığınızı arkaya verir ve bu da arka tekerin yol tutumunu artırır.

Gaz kontrolü motosiklet kullanmanın en önemli kısımlarından biridir. Vites değişimi ve frenle beraber gaz kontrolü bu operasyonu yumuşak ve birbirine insicamla bağlı hareketler şeklinde bir bütün yapar. Gaz kullanımı zayıf bir sürücüyü 2 kilometreden ayırt edersiniz. Motorları sarsılır, bedenleri her gaz verişte ileri geri atılımlar yapar ve arkalarında yolcu varsa kafalar senfonik bir harmoniyle birbirine çarpar.

Doğru gaz verme tekniğini öğrenmek demek sağ bileğinizle temasa geçmek, elinizin ve parmaklarınızın harekete geçmesi için verdiğiniz ilk hareketin yumuşaklaştırılması ve çok hassas bir ön ve arka yol tutunmasının geliştirmeye çalışılmasıdır. Her durumda gazın doğru kontrol edilmesini öğrenmek yetenek daha da fazlası çok çalışma gerektirir. Sonucunda sürüşünüz daha yumuşayarak akıcılaşacak ve sizdeki kendinize güven duygusunu artıracaktır.

Sürüşün her kademesinde tam bir gaz kontrolü gereklidir; gaz vermede, gaz kesmede ve gazı kapatıp frenlemeye geçmede ve tekrar freni bırakıp gazı rölantiden alıp ivmelendirmeye(pozitif gazlamak)geçmede. Dönüşlerde frenleri bırakıp gazlamaya başlamak kritik bir andır çünkü o anda motor yatmaya başlar. Şayet frenler sıkılı viraja giriyorsanız(pist iz fren tekniği)bu işlem siz maksimum yatış açısına yakınken olur. Dönüş yaparken bir çok şey oluşmaktadır. Bu yüzden kumanda aletleriyle yumuşak, akıcı olmak/kullanmak zordur. Motora doğal bir tarzda oturun, ellerinize ve bileklerinize fazla baskı yapmayın. Davranışlarınızın yumuşak olması için anahtar, her hareketi temkinli ve kontrollü yapmanızdır. Frenleri düzgün bir şekilde bırakın ve gazı anlık bir bilek hareketiyle kavrayın. Frenden gaza geçiş hareketini son derece mükemmel ve adeta akılla geçiş safhaları takip edilemez bir akıcılığa kavuşturana kadar pratik yapınız. Gaz verme işlemini devreye soktuğunuzda, arka tekerin size ne söylediğini dinleyiniz. Ne kadar yatış açısı kullanıyorsunuz? Ne kadar yol tutunma gücü kaldı? Yattığınızda motoru yönlendiren arka tekerdir.

Frenleri bıraktınız ve gazı rölantiden gazlama ivmesini başlatma noktasına getirdiniz, motor maksimum yatış açısında ve siz sürate göre devri artırıcı gazı vermek için bekliyorsunuz. İşte gaz kontrolünün en önemli olduğu an bu andır. En iyi yol yarışçıları dahil bu noktada gazın kontrolsüz sert kullanımının high-side kaza demek olduğunu bilirler. (Zemine göre aşırı gaz verilmesi ile yol tutumunu kaybederek patinaja giren arka teker bir tarafa doğru kayar. Yol tutuşunu kaybetmesinin ardından gazın kapatılması ile tekerin patinajı yada kaymayı bırakıp aniden tekrar yol tutuşuna geçmesiyle oluşan bir kazadır.) Tekrar yol tutuşu adeta motoru yattığı taraftan kaldırarak bir burgu hareketiyle öbür tarafa atımla birlikte yatırır. Şekil olarak motorun üzerinden dönüş yönünün aksi yönüne ve ileriye doğru sürücünün aşırtma uçuşu şeklindeki bir kaza tipidir. Motor sürücüyü üzerinden fırlatır ve takiben sürücünün üzerine düşebilir. Sürücü bilincini kaybetmediyse düştüğü noktadan düşüş yönünde hareketini devam ettirerek kendisini motor yolundan çıkarmaya çalışmalıdır.

Lastik yol tutuşunun çalışma dinamiği şöyledir: Lastiğin belli bir tutunma gücü vardır. Bu yarış lastiklerinde 1.2G ve normal cadde lastiklerinde 1G dır. Formula 1 de bu 4Gdir. 1.2G güç 50 derece yatış açısına 1G güç ise 45 derece yatış açısına kadar yol şartları uygunsa lastik yüzeye tutunabilir demektir. Dönüşteki tutunma ile gazlama güçleri biri diğerinin aleyhinde olarak çalışır. Bunun anlamı birisi için diğerinden feda etmek demektir. Lastiğin yerle temas halkası yatış açısı arttıkça azalır. Lastiğin dış kenarlarının çapı ortaya göre küçüktür. Motor yattıkça lastiğin yanları bastığı için halka doğal olarak küçülmektedir. Bu sebeple sert viraj dönüşlerinde lastiğin tutma kapasitesinin çoğu yatış açısı ile baş etmekle meşguldür. Bu durumda lastiğe gazlamayı da eklerseniz kayabilir yada kaza yapabilirsiniz. Esasen halka küçüldüğü için siz gazı aynı seviyede tutsanız dahi motor hızı düşecektir. Dolayısıyla gazı düzenli bir hızda açarak süratinizi muhafaza etmeniz gereklidir.

Bu ikileme çözüm şaşırmayan kontrollü bir el ve gaz ivmesini başlatıcı devire geçmeden evvel motorun dik konuma doğru kaldırılmaya başlanmış olmasıdır. Azalan yatış açısı size daha büyük bir temas halkasında gazlama imkanını sağlayacaktır. Daha büyük yola temas halkası daha fazla yol tutumu ve daha dengede olmak demektir. Bu arada arka tekerin ne yaptığını hissetmeyi unutmayınız. Tüm ayarlamalarınızı sağ elinizin akıcı, kontrollü ve nispeten küçük aralıklarla hareketleri ile yapınız.

Pazar gezmesinde yada yağmurda sürüş yapıyor olabilirsiniz. Gazın kontrolü konusundaki derin kontrol duygunuz motorun kapasitesini daha iyi algılamanıza imkan verecektir. Sağ bilekle yapılan yumuşak, düzgün ve akıcı hareketler etkili bir frenleme, vites değiştirmek ve motoru yönlendirmekle birlikte yürür. Bu yeteneklerinizin başarılı bir şekilde birleştirilmesi sürüşten zevk almanızı artıracağı gibi kendinize olan güveninizi de sağlamlaştıracaktır.

Acil durumlarda gösterdiğimiz reaksiyonlar bizim ne kadar tecrübeli yada tecrübesiz sürücüler olduğumuzu gösterecektir. Gazın düzensiz açılmasından çok düzensiz kapatılması kazaların baş sebeplerindendir. Bilhassa virajlarda acil durum karşısında gazı kapatmak ilk acil durum reaksiyonlarımızdan biridir.

Bilinen sağ kalma reaksiyonlarını tetikleyen durumların başında gelenler:

. Dönüşe hızlı girmek.
. Dönüşte çok açılmak.
. Çok yatırmak.
. Yol tutumu konusundaki endişeler.

Kasisler, trafik ve diğer sebepler gereksiz gaz kesme reaksiyonuna sevk eden ikincil sebeplerdir.

Sağ kalma reaksiyonları:

. Gaz kesmek.
. Gidonu sıkıca tutmak, kasılmak.
. Çok dar alana yada bir objeye bakışları kilitlemek.
. Dikkatinizi/Bakışlarınızı bir şey üzerinde sabitlemek.
. Sabitlendiğiniz bu noktaya doğru motorunuzu sevk etmek.
. Frenleme hataları(Aşırı yada eksik güç uygulama).

Yukarıdaki bu hareketleri otomatik olarak yaparız ama hiç birisi sürüş ile uyumlu bir çalışma değildir. Bunların üstesinden gelmek zorundayız. Bu mümkündür. Bunun için kurallar vardır.

Kural 1: Gazı iyi anlayın. Gaz kontrolünün kendine has kural ve standartları vardır. Virajlarda iyi bir yol tutumunun sağlanması için ağırlığınızın %40 ını önde ve %60ını arkada tutmak ideal ölçüdür. Bu oran yarış ortamında %10 daha arkaya kayar. Verilen bu oranlar motor tipine göre ufak sapmalar gösterebilir. Gaz kontrolü ile makineniz için en uygun ağılık kaydırma ve konumlandırma işini yapmalısınız. Gazı bir kere açtığınızda kesintiye uğratmadan düzenli, eşit aralıklarla ve yumuşakça açmaya devam etmelisiniz. Her dönüşte geç dönüşe başlama noktası seçiniz(apeksleyiniz) ve dönüşe girdiğinizde gazı olabildiğince erken açınız, orta alanlarda hafif gazlama yapınız ve çıkışı gördüğünüzde gazlamayı kuvvetlendiriniz. Yatmış bir motorda yönlendirme vazifesi ağırlıklı arka tekere geçer. Bu yüzden önün havaya kalkması sizin yönlendirmenizi bozmayacaktır. Bunun için motorda rahat olmanız ve kumandaların vücut yapınıza en uygun durumda ayarlanmış olması şarttır. Dönüş esnasında gaz kesme/açma işlemi yapmanız dönüş hattınızı bozacaktır. Bundan kaçınınız. Esas olan gazda tek bilek hareketi ile ve yatış süratinizi maksimumda tutarak dönüş yapmanızdır. Şayet yatmış durumda frenlemek zarureti doğarsa iki fren birden hafifçe sıkılarak yapılmalıdır. Yatmış durumda acil durum frenlemesi(maksimum frenleme) yapılamaz.

Yatmış vaziyette aniden ıslak bir zemine girmeniz size gaz kapattırıyorsa ağırlığın %70-80ini öne aktırdınız demektir. Halbuki istenen %35-40 dır. Hafifçe gaz kesilebilirsiniz ama gazı toptan kapatmayınız. Motoru boşta gider duruma sokmayınız. Gazı kapatıp birde ön frene dokunursanız bu kaza demektir. Bunun yerine kaygan zemine dik konumda girmeye çalışınız.

Kural 2: Süspansiyonların oturmuş olmasını sağlayınız. Dönüşlerde gazlama sürecini ne kadar erken başlatırsanız süspansiyonlarınızda o kadar erken yerleşmiş(oturmuş) olacaktır. Gaz vermekle ağırlığı arka tekere aktarırsınız. Gazın milimetrik bir hareketi düzensiz ve sert yapılırsa önden arkaya doğru 50-60 kg lık bir yükü anında aktarır. Gazın kapatılması durumunda da bu süreç ters yönde işleyecektir. Bu yüzden siz süspansiyon ayarlarınızı ne kadar motorunuzu kullanma şeklinize ve kendi ağırlığınıza uygun olarak da yapsanız gaz kontrolü olmadan bu size tam bir avantaj sağlamayacaktır.

Bir çok sürücünün bilmediği bir gerçek de şudur: Gazı ne kadar sert açarsanız arka süspansiyonların bu sürece uyumu o kadar yetersiz kalacaktır. Arka teker bu eksiklik oranında daha fazla olarak yerden yukarı doğru kalkacaktır. Bunun yerine dönüşlerde gazı erken açmak ve dönüşünüz boyunca düzgün bir artışla gazlamayı sürdürmek kuraldır. Düzenli gazlamak arka tekerin kayması durumunda da sizin sigortanızdır.

Gazı kestiğinizde ise arka tekerden öne ağırlık aktarmış olacaksınız ve bu da kaymanın üzerinde olumsuz etki yapacak ayrıca önü de yükleyerek büyük bir ihtimalle onun da kaymasına sebep olacaktır. Yine gaz kestiğinizde motorun yer açıklığı azalacak ve yatma açınız daralacaktır.

Kural 3: Dönüş hattınız olabildiğince basit seçilmelidir. Düzenli gaz vermenizi mümkün kılan hat ideal olan hattır. Her sürücü için tek bir ideal hat vardır denemez.

Ayrıca yol yüzeyindeki yamalar, çukurlar vs sürücüye hattını değiştirtebilir.

Burada üç hareket vardır:

. Süspansiyonların ayarının değişimi,
. Hattın değişimi,
. Problemi göz ardı edip devam etmek.

Tecrübeli sürücü üçünün birleşimini kullanacaktır. En zoru üçüncüsü olup bu sizin temel içgüdülerinizi tam kontrol edebilmenizi gerektirir. Tabi durumun farkında iseniz.

Dönüşte yeterince gaz vermezseniz hızınız azalır. Hatta düşebilir. Gaz verdiğiniz halde hız nasıl düşer? Yatmış motorda lastiklerin yere teması kenarlara doğru kayar. Bu durumda yere temas halkasının çapı lastikleri oval yapısı gereği küçülür.

Daha küçük çaplı bir dairenin aynı mesafeyi alması için daha hızlı dönmesi gerekir. Yavaşlamanız öne ağırlık aktarır ve bu da motorun burnunun viraj hattından açılmasına sebep olur. Şayet gaz kestiğiniz durumlarda motorunuz dönüşün içine yöneliyorsa dikkat edin. Farkında olmadan siz gidonu bu yönde basıyorsunuzdur.

Lastik yere temas halkasının yatışla küçülmesi motorlarda 500 rpm bir devir artışına sebep olur. Bu artış ise kaymayı getirebilir. Bilhassa 750 cc ve altı motorlarda düzlükte dönüşe yatmadan önce vites küçültülerek devir 500 rpm azaltılır ki yatış sırasında bu durum gaz keserek sağlanmaya çalışılmasın ve neticesi olarak lastik yer tutunma gücü zayıflamasın.

Viraj çıkışında çıkışı görüp doğrulmaya başladığınızda devir göstergesini kırmızı güç bandında görüp bunu vites büyültme zamanının geldiği şeklinde alabilirsiniz. Sakın yapmayın. Çünkü motorun dik konuma gelmesiyle büyüyen lastik yere temas halkası haliyle devri düşürecektir. Ve siz bayılma emareleri gösteren bir motorla, bilhassa küçük hacimli mortolarda motor çekiminin başlaması için beklemek zorunda kalırsınız.

İnce nokta: 500cc gp yarışlarında devir yükseltilerek kesicinin devreye girmesi bilinçli olarak sağlanır. Bu arka teker spininin(kayarak dönmesinin) aşırı olmaması ve high-side a sebep olmaması içindir. Dönüş hızlarının motor hacimleri büyüdükçe feda edilmesi yönünde tolerans vardır. 125cc bir motorun dönüşte hız kaybına hiç toleransı yoktur. 1000 cc de bu tolerans belli ölçülerde vardır. 125 cc bir motorda dönüşte süspansiyonlar yüzünden bir yavaşlama oluyorsa motoru çıkışta kaldırmak için biraz daha uzun bekleyiniz ve dönüş ortasında hattı açmamak için gazla dikkatli olunuz.

Sonuç olarak hat seçiminde alternatifler vardır ancak tüm hatlar aynı gaz kontrol kuralına bağlıdır.

Tecrübeli sürücü önceden sürüş taktiğini yapar ve uygular. Bu yüzden beklenmedik zorluklar içinde kalmaz. Düşünmek için zaman vardır ve yapmak için zaman vardır. Her zaman zihninizde yapacağınız sürüşün safhalarını canlandırınız. Bu zihinsel resmi, motorunuz ne yapmalı ve siz ne yapmalısınız konusunda bir fikir edinmek için de kullanınız. Dönüşlerde saniyenin her 0.1 i süre gaz kesmek 90 km hızda bir motor boyu mesafe demektir. 200 km hıda ise 2.5 motor boyu mesafe demektir.

High-side kazanın mekaniği:

Gaz kontrolünün basit kuralı şudur; “Gaz açıldıktan sonra eşit aralıklarla, düzenli ve sürekli bir şekilde dönüşün geri kalanında gaz vermeyi devam ettirmektir.” Keith Code a göre de ideal viraj hattı herkese göre özeldir ve biraz evvel tarif edilen gaz kontrolü kuralının uygulanmasıdır.

Viraja 50 km/saat hızla girdiniz ve tam gazı açtığınızda arka teker dışa doğru kaymaya başladı. Bu durumda ne yapardınız?

İnsanlardaki savunma mekanizmasının arka tekerin patinaja girip sağa yada sola savrulması durumunda aşağıdaki hareketlere iç güdüsel olarak sürücüleri yöneltmesi high-side kazaların başlıca sebepleridir.

1) Gazı kapamak
2) Arka frene hafifçe basmak
3) Ön freni kullanmak

Yapılacak doğru hareket ise gazı olduğu gibi muhafaza etmek hatta biraz daha gaz vermektir. Gaz kesme durumunda tekerin patinajı duracak ve tekrar yeri kavrayarak sahip olduğu ivme ile ters yöne yönlenerek sürücüyü üzerinden atacaktır. Bundan daha önce de gazı kestiğiniz için, öne daha fazla ağırlık aktırılmış olacağından, savrulmayı daha da kötüye götürmüş olacaksınız.

Motoru dengede tutan eylem gaz vermektir. Burada bahsedilen gaz verme eylemi ise gazı aniden açıp sonra birden kapatmak değildir. Düzenli ve kademeli bir artışla gazı kullanmaktır. Dönüşlerde de arka tekerin traksiyon kaybı bu şekilde önlenir. Gazın düzenli ve yumuşak kullanımı tekniğinde, sadece açarken değil kapatırken de aynı düzenli ve kademeli geçiş hareketinde ustalaşmak gereklidir.

Not: High-side kazanın ikinci bir nedeni de arka freni sert kullanarak arka tekeri kilitledikten sonra motor durmadan arka freni bırakmak yada tekerleğin dönmesini sağlayacak oranda gevşetmektir. Bu durumda yapılacak doğru hareket arka freni aynı vaziyette sıkılı tutarken debriyajı çekerek ön frenle duruşun sağlanmasıdır.

Bir diğer sebep de yine normal sürüş esnasında yoldaki kum yada yağ gibi kaygan bir alana girilmesi ile patinaja başlayan arka tekerin bu alandan çıkılmasıyla tekrar traksiyon kazanmasının yaratacağı savrulmadır. Bu durumda da tekerin traksiyon sağlamasına fırsat verilmeden derhal debriyaj çekilmeli ve çekili olarak tutulmalıdır. Frenlere hemen dokunulmamalı ve motor olabildiğince dik konumda tutulmaya çalışılmalıdır. Kuru alana çıkıldığında frenler uygulanarak duruş sağlanır.

Kaygan zeminde arka tekerlek fazla gaz verilmesiyle kaymaya ve yanal açılım yapmaya başlarsa gaz sabit tutulmalı hatta bir miktar daha açılmalıdır. Bu durumda gaz kapatmak yanlıştır. Ön teker kayan arka tekeri dengeleyecek doğru pozisyona doğru kendiliğinden yönlenecektir. Siz kasılarak bunu engellemezseniz tabi. Gidonu ters tarafa çevirmeye çalışmak yada bu doğal yönlenmeyi engellemeye çalışmak high-side kazadır. Bunu yapmayınız. Panik refleks olarak genellikle oluşan bu durum tecrübeyle aşılır. Siz motoru bacaklarınızla sıkı tutun ve motosikletin geometrisi geri kalan işi yapacaktır. Buna rağmen arka tekerin bu kayması kayış yönüne tam yanal (90 derece) pozisyona ulaşırsa lastiğin sürtündüğü zeminden gördüğü direnç maksimuma çıkar ve artık kaza kaçınılmazdır.

Acil Durumlarda Zaman Faktörü

ACİL DURUMLARDA ZAMAN FAKTÖRÜ

 
  • Motordaki sürüş teknikleri içinde temel iki esas olan kontra basma(kıvırma) ve acil durum frenlemesi olmazsa olmaz güvenli sürüş zaruri becerilerindendir. Bazense öyle durumlar vardır ki acil freni bırakıp kontrayı bilinçli olarak basarsınız ve motor yatarak yerde sürüklenmeye başlar. Sizde onunla beraber tabi(umarım altında kalmazsınız). Buna İngilizce bir terim olan low-side yani alt taraf denir. Sürücünün devrilen motorun devrildiği tarafta kalması durumu olarak tarif edilebilir. Bu durum o kadar tehlikeli olmamakla beraber motorun altında kalmamaya çok dikkat edilmesi, motorun düşüş anında ne zaman bırakılacağının iyi bilinmesi gerekmektedir. Genellikle motor parçalarının yere sürtünmeye başlaması ile arkanın açılmasını hissettiğiniz anda ki büyük ihtimalle ön tekerinde aksi yönde kaymaya başladığını hissedersiniz, işte o anda motoru bırakarak alt taraftaki bacağınızı motorun altından derhal çekiniz. Kayma esnasında başınızı koruyunuz, dönmeyiniz, ayağa kalkmağa çalışmayınız gevşek bir şekilde ama eklem yerlerinizin dönmesine izin vermeden kaymaya kendinizi bırakınız. Motoru bıraktığınız için sizden önde gidecektir. Güvenlik donanımlarınız yeterli değilse asfaltla olan sürtünmenizde bedeninizden epey bir şeyleri kaybedebilirsiniz. Ve şayet derinizin altındaki kayba uğrayan et fazla ise birinci derece yanıklarla aynı etkiyi yaparak hayatınızı kaybetmenize sebep olabilir. Motora her zaman sanki düşecekmiş gibi giyinip binin, hiçbir şey olmayacakmış gibi değil. Bir başka zaman ve durumda ise motoru hiç yatırmadan çarpma anına kadar soğukkanlı bir şekilde acil durum frenlemesi yaparak çarpma hızının minimuma düşürülmeye çalışılması gerekir. Bu durumda çarpacağınız bir araçsa lastiğine vurmaya çalışılmalı(jantına değil siyah lastik kısmına), üzerinden uçabileceğiniz alçak bir bölümüne vurmaya çalışmalıdır. Bu durum kontra basıp kıvırmayla kurtulamayacağınız kadar kısa bir mesafe varsa tercih edilmelidir. Şayet gerekli kurtarma mesafesi yokken motoru yan yatırırsanız fren devre dışı kalacağından çapma hızınız daha fazla olacaktır.

    Bu iki stratejiden hangisini seçeceğiniz o anki duruma ve tamamen sizin inisiyatifinize kalmıştır. Allah kimseyi böyle bir seçim yapmak zorunda bırakmasın diliyorum. Ama bir gün gerekirse siz kontra tekniğinde ve acil durum frenlemesinde usta olmalısınız ve kaskınızla diğer koruyucu donanımlarınızın tam olması gerekir. Tabi bunlarında yetmeyeceği durumlar olabilir. Daha doğrusu vardır. Zaman faktörü.

    Zaman faktörü nedir?

    Los Angeles deki kaza yapan 900 motor üzerinde yapılan incelemede çarpışma sürecinin başlaması ile(önünüze karşı yönden dönüş yapan bir araç gibi-resimde verilmiştir) çarpışmanın olması anı arasında geçen zaman ortalama 1.9 saniyedir. Neredeyse aynı sayılabilecek Tayland da yapılan bir araştırma sonucu ise 2 saniyedir. Her iki araştırmada da sürücülerin ¾ ünde kazanın başlama anı ile fiili çarpışma anına kadar geçen sürenin üç saniyeden az olduğu görülmüştür. Şunu da unutmayalım ki sürücü olayın başlangıcını anında fark etmeyebilir. Sürücünün dikkatini çekmesi yarım saniye ile birkaç saniye arasında değişebilir.

    Sürücünün dikkatini çekmesiyle reaksiyon süresi başlar. Kaza uzmanları sürücülerin çoğunun potansiyel tehlikeler karşısında ki reaksiyon sürelerinin 1 saniye ile 2 saniye arasında olduğunu söyler. Ortalama 1.5 saniye. Kontra basarsanız buna 0.5 saniye daha ekleyin. Tüm bu gecikmeler sizin önleyici aksiyonlarınızın çoğuna hiç zaman bırakmaz. Fiiliyatta sürücülerin %30 un hiçbir şey yapamadıkları görülmüştür. Çok usta bir frenleme bile sizin çarpışma anınızı geciktirmekten başka bir işe yaramayabilir.

    Örnek: 50 km/saat hızla bulvara doğru gidiyorsunuz diyelim. Aniden karşıdan gelmekte olan dikkatsiz birinin kullandığı araç sola doğru sizin önünüze kırdı. Reaksiyon zamanı ve diğer anlatılan her şeyden sonra sizin 1 saniyeniz kalır. O anda arka tekerin havayı kalkması pahasına çok ustaca bir frenleme ile ortalama hızınızı 45 km/saat ten 25 km/saate indirdiniz. Bu size 10 metre kazandırdı. Frenleme yapmasaydınız bu takribi 10 metreyi 0.7 saniyede alacaktınız. Çok usta bir frenleme yapmanız ve çelik gibi sinirlere sahip olmanız size çarpışma anını eğer hiç fren yapmamış olmanız durumuna kıyasla ¼ saniye geciktirdi. Peki bu çok küçük gecikme araç sürücüsünün aracını sizin yolunuzdan çekmesine yetecek mi? Genellikle hayır. Zaten çok az sürücünün fren için 10 metresi vardır. Daha kötüsü böyle bir ölümcül durumla aniden yüz yüze gelen sürücüler frenleme ve kırmayı aynı anda yapmak gibi çok büyük bir hata yaparlar. Burada ister acemi olun ister usta devreye giren psikolojik faktör Tanrının huzuruna çıkmanızı sağlayabilir. Bu psikolojik faktörün adı İngilizce Pucker faktörüdür ve üzerinden gelinmesi çok zordur.

    Öneri: Süper refleks ve yeteneklerinize, ustalığınıza güvenmek yerine böyle durumlara düşmeyi önlemeye çalışın. Bu sizi bir çok dertten koruyacaktır.

    Nasıl Önlenir?

    . Sürücülerin sizi görmesi için elinizden geleni yapın. Bu tip kazalara sebep olan araç sürücülerinin %90-95 i motosikleti görmediklerini iddia edeceklerdir. Tabi size isteyerek gelip çarptıklarını söylemiyoruz ama sizi fark etmeleri için ekstra bir yardıma ihtiyaçları olduğu kesindir. Selektör yapın, siyah yerine daha açık parlak renkler kullanın. Kasıtlı olarak motosiklete çarparak ölüme sebep olma vakaları sürücüler arasındaki münakaşalardan sonra olmaktadır. Biri arabada diğeri motor üstünde. Gerisini siz tasavvur edin.

    . Ara yollar yerine ana yolları her zaman tercih ediniz. Orada önünüze aniden dönüşler daha zor olabilir.

    . Şehir içi yoğun trafikte karşı yönden gelen araçların sizin hattınızı kullanmak isteyecekleri kavşaklardan geçerken araçların arkasında yada önünde değil yanlarında (kör noktalarında kalmadan- ön tamponlarına paralel) seyredin. Bilhassa geceleri bunu yapmanız güvenliğiniz açısından çok önemlidir.

    Potansiyel tehlikelerden uzaklaşın. Bir kavşağa yaklaşırken karşı yönden sola sizin önünüze kıracak gibi gelen bir araç gördüğünüzde görünürlüğünüzü artırmak için hattınızın en sağına kaldırıma doğru yanaşınız. Bu davranışınız karşı yönden gelen vasıtanın dönüşe başlama noktası ile sizin aranızdaki mesafeyi artıracaktır. Araç sürücüsünün sizi daha kolay görmesini sağlayacak ve daha fazla bir reaksiyon zamanı sağlayacaktır. Bu ustaca frenlemeden daha önemlidir.

    . Diğer araç sürücüsünün sizi gördüğünü asla farz etmeyin. Araçtan bakışlarınızı ayırmayın ve sizi gördüğüne karar verdiğinizde ve yolunuzun ilerilerine doğru bakmaya başladığınızda biliniz ki o an aracın dönüş yapmaya karar verdiği an olabilir.

    . Virajlı kanyonlarda dikkatli sürünüz ve gaz kesmeyi biliniz. O virajlardaki her ağaç ve bariyer ki bir çoğu virajların dekoru olmaktan başka işe yaramaz, çarpışma esnasında vücudunuzdaki tüm kemiklerinizin kırılmasına sebep olabilir.

    Kesinlikle alkol almayınız. Sürüşten önce alkol almakla kaza risklerinize artırıcı faktörler ekliyorsunuz demektir. Bir bardak bile içilmemelidir. Bir bardak bira bile kaza riskinizi hiç içmemiş birine kıyasla 40 misli artırır. İçkili sürücülerin baş kaza nedenleri yoldan çıkmaktır ki bu kaza şekli kafadan bir vasıtayla çarpışmaktan sonra gelen en tehlikeli kaza şeklidir. Çünkü yoldan çıktığınızda sizi bekleyen tehlikeler çok fazladır. Ağaçlar, kayalar, park etmiş araçlar, uçurumlar vs.

    . Ana yollarda hat araları geçişleri gerekiyorsa yapın. Birinin sizi çok yakından takip ediyor olması pahasına kendi hattınızdan gitmek yerine trafik süratinin üzerine gereğinden fazla çıkmadan hat aralarından geçişler yapmanız daha güvenlidir. Bunu yaparken yanından geçeceğiniz aracın yan hattı boşsa dikkatli olunuz bilhassa araçların hızlı akan trafik taraflarındaki hatları boş olduğunda çok daha dikkatli olunuz.

    . Yolunu kaybetmiş veya dikkati dağılmış sürücülere karşı sabırlı olunuz. Burada bekleyerek kaybedeceğiniz bir 10 saniye ile adres arayan veya 30 km süratle aniden park yerine girmeye kalkarken sizin onu gazlayıp geçme hamlenizle olabilecek bir kazada o aracın tekerinin bacağınızın üzerinden geçme süresi aynıdır. 10 saniye.

    . Gürültülü egzozlara güvenmeyin. Karşı taraf sizi duyacağı kadar yaklaştığında her şey için çok geç olabilir. Kazalardan uzak kalmak konusunda kendinizi daha görünür yapın, daha duyulur değil.

    Ana yol kavşaklarındaki kavisli olarak dönemeç şeklinde inşa edilmiş tırmanan yada inen çıkışlarında motosikletinizi acil bir durum karşısında yatırmayınız. Bunun yerine acil durum frenlemesini kullanınız. Her iki freni de kullandığınızda saniyede 30-35 km hız kesersiniz. Bu zaman içinde frenleme yerine motoru yatırıp kendinizi yere bırakırsanız viraj kenarındaki alçak duvarlar sadece motorunuzu durdurur ve siz üzerinden aşağı uçarsınız. Böyle düşüşlerden sağ çıkan sürücü sayısı veya çok azdır.

    Gene bu tip ana yol çıkışlarından çıkış yaparken, bu yolların genellikle sonunda diğer bir ana yolla dik kesişir olacağını ve önünüzdeki aracın ani duruş yapacağını bilerek hızınızı önceden kesin ve yakın takip yapmayınız, kendinize de yakın takip yaptırmayınız.

    Tüm bunları kendinizde bizzat yaşayarak- şayet yaşarsanız- öğrenebilirsiniz ama bu şekilde öğrenmek yerine, başkalarının yaşadıklarından ders almak, bilgilenmek daha güzel, acısız ve tehlikesizdir. Motorculuğun karanlık taraflarını görüp hala yaşayanlara saygı gösteriniz.
 
Genç sürücüler bir hedef seçip yola çıkarlar. Yaşlılar bir yön seçip yola çıkarlar. Unutmayın bir yere ulaşmanın en hızlı yolu gerekiyorsa gece yada gündüz mola vermektir.

Motosiklet Frenleme Teknikleri

Fren yaptığınızda motorunuzun hareketinin oluşturduğu kinetik enerji ısı enerjisine dönüşmeye başlar. Kinetik enerji tamamen ısıya dönüştüğünde ise durma dediğimiz hadise vuku bulur. Peki ısı ne olur? İlgili mekanizmalarda zamanla havaya salınmak üzere toplanır. İşte fren yapma olayının fiziksel boyutu budur. Şimdi olayın sürüş ile ilgili boyutuna geçelim.

ÖN FREN Photobucket Photobucket


Her motosiklet için genel olan geçerli iki nokta vardır:

1. Ön tekeri kitlerseniz oyun sona erer.
2. Sert frenleme korkusu!


Değişik şartlarda aşağıdaki egzersizleri yapıp ustalaşmak şarttır.

. Yumuşak hareket
. Acil durum frenlemesi
. Islak ve kuru zeminler
. Motorunuz yüklü
. Yolculu sürüş

Şunu anlayınız:

Frenleri yeterince hızlı kavrayıp sıkınız ama en son noktalarına kadar kazıklamayınız, yumuşak-sert-yumuşak.


Frenler açıp kapatma düğmeleri değildir. İnce bir şekilde yumuşakça kullanılmalıdır. Bileğiniz yere paralel durumda elcik tutulurken fren kolunu kapmayın, parmaklarınızla nazik bir bayanın elini sıkar gibi sıkın.(Daha doğrusu sıkmayın parmaklarınızla okşar gibi ezin).Frenleri debriyajla birlikte kullanmayı adet haline getirin. Debriyajsız fren durma mesafesini uzatır. Bilhassa ön fren yapınca gazı tam kapamamışsanız, iki yâda tek parmak kullanımında yeterince usta değilseniz bu olabilir, arkayı patinaja sokarak kazaya sebep olabilirsiniz.

Şehir içi yoğun trafikte kullanırken iki parmağınızı sürekli fren kolu üzerinde tutun. Bu reaksiyon süresini kısaltır. Ancak iki parmakla ani fren yapınca gazın kapandığından emin olunuz.

Yarışlarda sert ve geciktirilmiş frenleme iyi bir tur zamanı için gereklidir. Ancak caddede ki normal sürüşlerde iyi bir fikir değildir. Eğer yarış pistinde yarışmıyorsanız zamanında fren yapıp istenilen sürate düşün. Takiben hafif bir gaz verme de motorun süspansiyonlar üzerinde yerleşmesine ve ağırlığın hafifçe arkaya kaymasına sebep olur. Asla trafikte arka tekeri kaydırarak daralan açılı virajlarda motorun burnunu çıkışa çabuk döndürmeye kalkmayın. Sadece kendinizin değil başkalarının hayatını da tehlikeye atmış olursunuz. Yarış pistinin zemini, kullanılan lastikler yarış için geliştirilmiştir. Normal caddelerin gözenekleri lastik, yağ ve mazot atıkları ile tıkanmış olduğundan tutma gücü azalır. Ayrıca yarış motorlarını soğuk asfaltta kullanmak kazaya davetiyedir.

Ön fren kullanma şartları:

Onları kapmayın, kapar gibi kavramayın, bu motoru dengesizleştirir ve süspansiyonlar dibe vurursa ön fren kilitlenebilir.

Motor dik durumda freni kullanın. Virajda yatmışken kullanmak motoru dik pozisyona getirir ya da ön tekeri kilitler.

Freni çok geç bırakmayınız.

Yumuşak ve kademeli artışla sıkmak yoldaki hedefiniz olmalıdır.

Freni yumuşak ve kademeli artışla istenilen noktaya bir kerede sıkın. Pompalama gibi hareketler yapmayın. Süspansiyonlar otursun, yerleşsin ve süspansiyonun yavaşça rebound (geri sekme-açılma) için sonunda freni gevşetiniz.

Şunu deneyin, 55km den yürüme hızına düşecek şekilde freni sertçe sıkın ve sonra tekrar debriyajı usulüyle bırakarak sürüşe devam edin. Eğer yukarıda anlatılan metotlara uyduysanız motor bu işlem sırasında sarsılmadan hareket ediyor olacaktır.

Dönemeçlerde frenleme:

Viraj dönmede anahtar hareket yaklaşmadan motorun süspansiyonlarının üzerine yerleşmiş olması gerektiğidir. Yani frenleme işini bitirmiş ve doğru hıza inmiş olarak dönemece giriyor olmanız demektir. Ağırlığınızın hafif bir gazla geri verilmiş olması demektir. Frenleri ani sıkma yâda ani bırakma, gazın veya debriyajın sert kullanımı, beceriksizce vites değiştirmeler lastiklere binen yükü değiştirerek motorun dengesini bozar. Ne olursa olsun ön ve arka süspansiyonların dengeli tutulmasına dikkat etmelisiniz.

Bir dönemece yaklaşırken frenlerin tek bir işlevi vardır; motorun doğru hıza getirilmesidir. Gidona dönemeç için kontra basmadan önce frenlemeyi tamamlamış ve hafif gazlamaya başlamış olmanız için iki neden vardır:

Süspansiyonun doğal durumuna gelmiş olması ve hafifçe arkaya doğru basılmış olması, hafif gazlama bunun içindir. Bu durum çatalların normal statik bükülmeleri veya hafifçe boşalmış olması halidir ki cadde kullanımı için ideal durum budur. Ön fren basılı ve ağırlık önde durumda çatallar basılmış olur, rake açısı azalır ve gidon ağırlaşır ve doğru tepki vermesi azalır. Bu durumda motor dikleşmeye ve dümdüz gitmeye çalışır.

Ön tekerin iki görevi vardır. Motora yön vermek ve motoru durdurmak. Normal süratlerde hafif frenlemelerle ve hafif yatış açılarıyla bu iş yapılır. Ancak sürat arttıkça ve siz daha fazla yatırma açılarını kullanmaya başladığınızda motoru yönlendirme görevi olan ön tekerdeki yükü arttırmaktasınız. Bu anda bir de frene basarsanız durum iki bileşenin lastiğin yolu tutma gücünü aşıp ya ön teker kilitlenmesi yada ön tekerin kaymasına sebep olacağı bir noktaya gelir. Bu durum kaza demektir.

Günümüz modern spor motosikletlerinin düzgün yüzeylerde ön tarafının viraj alırken kontrolden çıkması neredeyse imkansız gibidir ancak:

. Hala frenlerdeyseniz. (Frenleme devam ediyorsa).
. Aşırı yatırma açıları kullanarak dönüyorsanız. (Bu şartlarda iki lastikte tutmayı bırakabilir)


Viraj devam ederken motoru gazı kesmeden gerekli güçte tutmak önün yükünü azaltır ve motorun yönlendirilmesini kolaylaştırır ve arka tekerinde hafif sürüklenmesine vesile olarak dönemeçleri daha dar açıyla dönmenize imkân verir. Arkanın kayması zordur ancak siz:

. Yoğun bir şekilde arka freni basılı tutuyorsanız.
. Gaza fazla basıp tekere spin attırıyorsanız (kaygan zeminde güçlü motorları bekleyen, gazı çok sert kullanırsanız veya debriyajla dikkatli değilseniz oluşan durumdur.)
. Yatış açınız çok fazla ise veya zemin kaygan ise.


Genelde çok yüksek yatış açılarında ve zayıf yol yüzeylerinde bile arka teker lastiğiniz problemsiz yol tutmasını bozacak güçlerle baş edecek vasıftadır. Debriyajı yavaş bırakınız, şanzıman hızlanmak içindir, durmak için frenler kullanılır. Aşırı bir şekilde motor frenlemesi (kompresyon fren) yapmaktan kaçınınız.

Hızlı kullanımlar da frenleme gücünüzü ve durma mesafenizi dikkatlice hesaplayın. Yanlış hesaplarsanız sonunda kendinizi frenleme kuvvetinizi kademeli olarak artırıyor bir durumda bulabilirsiniz. Genelde bu durum çok sert ve maalesef çok geç frenlemedir. Zamanında fazla bir kuvvetle sıkmak, geç olarak fazla bir kuvvetle fren sıkmaktan iyidir. Hızlanmanız her zaman mümkündür fakat dönemeçlerin içinde yavaşlamak çok zordur.

Her şeyi yanlış yaptığınız durumlarda:

Genel olarak motoru boşta gider duruma düşürecek oranda gaz kesmeden motoru daha fazla yatırın. Bu esnada ağırlığınızı hafifçe arkaya kaydırmak ön tekerin yön verme işlevine yardımcıdır. Ayrıca hafifçe gazlamak motoru kaldıracağı için yatma mesafesini artırabilir. Ancak bunu uygulamak çelik gibi sinirler ister.

Motoru kaldırın, düz bir hatta frenleyin ve tekrar yatırın. Bu hareket toplam 1-2 saniyede tamamlanmalıdır. Bu usul tavsiye edilendir ama yeterince boşluk varsa belki zaten dönebilirdiniz.

Her iki freni de yavaşça sıkın. Ancak bunu yaparken çok dikkatli olun çünkü yatmış bir motorun lastikleri tutma güçlerinin çoğunu motoru döndürebilmek için kullanmaktadırlar.

Yarışlarda ön fren sertçe sıkılı ve arka teker adeta havada dönemece girilir(trail braking) ve arka fren apekse kadar kullanılır. Bu teknik sadece pist içindir. Lastikler ve pist yüzeyi özel bileşimlerden yapılmıştır. Karşı trafik diye bir olgu söz konusu değildir. Motorlar da özeldir ve sürücüler mükemmel zamanlama yapan profesyonellerdir.

Özetlersek:

Frenlere yumuşakça ve basıncı kademeli olarak artırarak basınız.

Frenlerin kilitlenmesi maksimum sıkmanın bir sonraki evresidir. Bu noktayı biliyor olmanız şarttır. Şayet ön freni kitlerseniz derhal bırakın ve hemen tekrar kilitlemeden sıkın. Arka freni kilitlerseniz iyice duruş süratine düşene kadar bırakmayın. Bırakırsanız high-side kazaya sebep olur.

Arka frende gereklidir ancak ona öncelik vermeyin. (Arka teker tambur fren olan veya rake açısı ve aks aralığı fazla motorlarda bu geçerli değildir.)

Frenleri bırakırken de dikkatli ve sıkma hızınızdan daha yavaş bırakınız. Süspansiyonların aniden boşalmasına ki bu ön tekerin geri sekmenin üzerinde boşalmasına sebep olur. Bu hareket motorun yönlendirilmesinde problem yaratır.

Ön fren sıkılı motoru döndürmek için bayağı güç harcamanız gerekir, ön freni bıraktığınızda da motor aniden döner ve dönemece girer. Buna hazırlıklı olunuz ve freni yavaşça bırakarak dönüşün yumuşak olmasına dikkat ediniz.

Tam gazla yâda ön fren sıkılı dönemeçlere girmekten sakınınız.

Fren kullanmadan gazı kapatarak süratinizi düşürdüğünüz durumlar sizin belli bir sürate inmenize yol levhalarının, işaret noktalarının çok öncesinde başlamanızı gerektirir. Bu durumda arkanızdaki araçların yavaşlayacağınızı tahmin etmesi çok zordur. Dikkat ediniz ve yavaşlamayı çok erkenden başlatarak durumu abartmayınız.

Lastik patlaması durumunda frene hemen dokunmayınız. Hemen gazı keserek motoru düz bir hatta tutmaya çalışınız. Servis yoluna girdikten sonra sağlam lastiğin frenini kullanarak durmaya çalışınız. Patlayan lastiğin freni kullanılmamalıdır. Bakışlarınız gittiğiniz yöne doğru olabildiğince ileride olsun.

ARKA FREN: Photobucket

Arka frenin önemi:

Ön frenin motor durma gücünün esasını teşkil ettiği doğrudur ancak arka freninde devreye girmesi daha düzgün ve daha kısa mesafede durmak demektir. Bazı durumlarda(dönüşlerde) gazı kesmek yada ön frene müracaat yerine arka freni kullanmak şase üzerinde daha az etki yaparak sizi dönüş hattında tutacaktır. Arka freni doğru kullanabilmek için pedalının doğru ayarlanmış olması gerekmektedir. Pedal rahat oturuş pozisyonunda iken ayağınızın birkaç milimetre altında olacak şekilde ayarlanırsa bu sizi garip oturma şekillerinden ve/veya kullanım zorluklarından koruyacaktır.

Dönüşe girerken ön freni bırakıp motoru yatırmadan arka freni bırakmayın. Bu hareket ön frenin bırakıldığı andan itibaren ve dönüş kuvvetlerinin çatalları sıkıştırmaya başlamasından önce önün kalkmasını engelleyecektir. Gazı açar açmaz eğer hızınız fazla ise arka frenle hızınızı ayarlayın. Gazı kapatmak önü aşırı yükler ve dönüş açınızı genişletir ama arka freni kullanmak hattınızı daraltır sizi dönemecin içine çeker. Fazla fren ve gaz kullanmaktan kaçının sadece ön tekere ağırlık bindirmemek için buna yeterli olacak gazı verin.

U dönüşü yaptığınız düşük hız manevralarında ve hat aralarından süzülme sürüşlerinizde motorun dönen kısımlarının açısal ivme etkileri sizin dengede kalmanızı sağlar. Bunu arka freni kullanarak ve debriyajı hafif kaydırarak devir tutturmak suretiyle kendinizin lehine bir avantaja çevirebilirsiniz. U dönüşlerde arka freni bırakarak mı yoksa debriyajı kaydırarak mı(kavrama noktasında tutup hafif ileri geri hareketler yapmak) size ve motorunuza uygun denemelisiniz. Genel olarak yeterli devir ve debriyaj kaydırması şasenin kararlı(yerleşik) ve hareket halinde kalmasına yeterlidir. Burada hız arka frence düzenlenmektedir. Bu teknik debriyaj balatalarını ve arka fren balatalarını aşındıracağı için bu parçalar sıkça kontrol edilmelidir.

Yokuş aşağı dönüşlerde gaz açıkken arka fren bilhassa uzun dönüşlerde çok fazla hızlanmayı önler. Düz dönüşlerde gazı ön tekerin yükünü azaltmak için mümkün olduğunca çabuk açarken hızınızı arka freni kullanarak kontrol edin. Yokuş inişlerdeki dönüşler ön tekeri yüklerler ve sizin virajı açık almanıza sebep olurlar. Ama gazı açık tutarak arka freni kullanmak motordaki ağırlık dağılımını daha birbirine yakın(ön ve arkanın) tutarak size daha iyi bir hatta kalma imkânı sağlayacaktır. Pratik ve denemelerle arka freni kullanan ayağınızın iyice ustalaştırılması, hassaslaştırılması size güven verecektir. Böylece motorunuzu sarsmadan, güvenle kullanabileceksiniz. Bu teknik sizi birçok endişe verici durumdan kurtaracaktır.

Arka frenin diğer kullanım alanları:

1)Traksiyonu kontrol etmek.
2)Viraj öncesi süspansiyonların oturmasını sağlamak.
3)Kapanan virajlarda viraj çizgisini daraltmak.
4) Motor yatış alanını genişletmek.


Not: 4. maddenin açıklaması: Motosikletler gaz verilince süspansiyonlarının üzerinde yükselirler. Bu da sürücüye ilave bir yatırma alanı sağlar ancak dönemeçte yatmış vaziyette iken hızlanmadan gaz vererek yükselmenin yapılması arka fren kullanımı ile olur.

Dikkat: Photobucket


ACİL DURUM FRENLEME TEKNİĞİ

Photobucket


Acil durum frenlemesi maksimum frenlemedir. Amaç en kısa mesafede durmak yada çarpışma hızını en düşüğe indirmektir. Frenleme maksimum uygulanır ancak kilitlemeden, lastikleri kaydırmadan yapılmalıdır. Lastikler kaymaya başlarsa durma mesafesi uzar. Bu durumda motor yatırılmalı ve sürücünün motordan bir an evvel ayrılması gerekmektedir. Özetle frenlere uygulanan maksimum basınç tekerlerin kilitlenmesinden bir evvelki safhanın basıncıdır. Burada bir an evvel tekerleri kilitlemeden en yüksek basınç uygulaması yaparken debriyajı sıkmak ikinci planda kalır. Gaz tamamen bırakılmış olmalıdır. Genellikle paniklemiş bir durumda yapılan frenlemelerde gaz tamamen bırakılmadan ön frene asılır ki bu kaza demektir. Önce ve hemen gaz bırakılarak frenler uygulanmalıdır. Saliseler hayat kurtarır. Sağ elin tamamen açılıp tekrar kapanması alıştırması size ön fren yapılırken gazın bırakılmış olmasını sağlayacaktır. İki frenin aynı anda uygulanması gereklidir. Debriyajın çekimi normal mesafelerde durma mesafesini kısaltır ancak burada zaman zaten çok kısadır ve mesafede çok kısadır. Çoğunlukla buna zaman yoktur. İlaveten sadece debriyajın çekimi çok kısa mesafeler ve süreler göz önüne alındığında motorun gaz kesilmesiyle yapacağı kompresyonu boşaltacağından durmaya olumsuz etkide yapabilir. Bu durumda vites de küçültmek gerekir ve şayet tüm bunlara vaktiniz olduysa o zaman da durum acil değildir. Yani acil durum frenlemesinde debriyajı düşünmeyiniz. Maksimum frenleyiniz. Saliseler içinde olan bir hadisede zaman çok değerlidir.

Motor sürüşünde gazın kullanımı ne ise ön frenin kullanımı da hatta motor üzerindeki ağırlık aktaran diğer hareketlerinizde odur. Aynı hassaslıkla yapılması gereken hareketlerdir. Bunun içinde önceden her şartta denemeler ve çalışmalar yapılarak kumandalar üzerindeki hâkimiyet %100 noktasına ulaştırılmalıdır. Kasılı bir tarzda motor sürüşü yapılamaz. Ne kadar rahat ve gevşek bir durumda olabilirseniz yüksek süratlerde bile motorun üzerindeki hakimiyetiniz o kadar kolay ve fazla olacaktır. Aslında frenlerin doğru ve hassas bir şekilde kullanımı gaz kullanımından daha önemlidir diyebiliriz. Bilhassa ön frenin, ağırlığı öne transfer işlevi ön tekerin yol tutumu üzerinde fevkalade önemli bir rol oynar. Şayet bu transferi çok hızlı ve aşırı yaparsanız arka lastiğin yol tutumunu zayıflatırsınız. Neredeyse üzerinde hiç ağırlık kalmayan arka teker yönlendirme aksı üzerinde yanal dönüş yapmak isteyecektir. Ayrıca motor ağırlığını öne çok hızlı vermek ön tekerin yol tutumunu kaybetmesine de sebep olabilecektir. Yine ön süspansiyonları sonuna kadar bastırmakla da kasisler için bir sıkışma rezervi bırakmamış olursunuz ve motor ağırlığı ön taraf üzerinde tam yerleşmeden ön teker ve ön süspansiyonlardan maksimum güç isteme durumunda kalırsınız. Yine ön fren sıkıldığında rake açısı değişeceğinden aks mesafesi kısalacaktır. Aniden ve sert sıkılması durumunda birden kısalan aks mesafesi motorda çok sert bir dönüşe kaçma isteği ve yine aniden bırakıldığında da aks mesafesi birden uzayacağı için dönüşe karşı direnç gösterme eğilimine girecektir.

Aslında frenleri de gaz kolu gibi motorun hızını kontrol eden aletler olarak düşünmekte fayda vardır. Dönemeç çıkışlarında gazın kontrolü neyse hız ayarlaması açısından dönemeç girişlerinde de frenleri düzgün, yumuşak tarzda kullanmak da odur. Burada öğrenilmesi gereken frenleme sürecinin sonuna yaklaşıldığının bilinmesi, tekerleri kilitlemeden maksimum frenleme alışkanlığının kazanılmasıdır. Bu da pratik yaparak olur.

Ön freni ya tam sık yada tam bırak şeklinde kullanılması gereken bir alet olarak düşünmeyiniz. Fren kolu elinizin içinde gereğince sıkılmalı ama darbe vurur şeklinde değil, hassas bir kavrama ve sonra yeterince hızlı, kademeli ve kesintisiz baskılar uygulamak şeklinde olmalıdır. Aynı durum ayakla kullanılan arka fren içinde geçerlidir ancak ön fren durdurma gücünün %70ine sahip olduğundan sonuç olarak çok daha fazla önem kazanmaktadır.

Acil bir durumda önünüze aniden fırlayan bir araba karşısında fren mi yapmalı yoksa kontra basıp müsait olan tarafından geçiş mi yapmalı diye karar verebilmek için önce arkanızdaki trafiğin durumundan haberdar olmalısınız. Şayet arkanızda yakın takip eden bir araç varsa ve sizde bunu aynalardan kontrol etmediyseniz tam önünüze araba fırladığında bunu zaten düşünecek vaktinizde olmaz. Esasen aklınıza da gelmez. Tabi devamlı ileri bakıp durum değerlendirmesi yaparak sürüş yapıyor olsaydınız aniden önünüze fırlayacak bir tehlikeyi de muhtemelen daha önceden fark ederdiniz. Çevrenizi sürekli taramak, arkanızı aynalardan kontrol etmek ve bu şekilde muhtemel tehlikelerden kaçış planlarınızı yapmak sürüşün olmazsa olmazıdır. Açıkça söylemek gerekirse motor sürerken yâda araba kullanırken hayal kurmayınız. Sürekli sürüşe yoğunlaşınız.

En kısa zamanda ve mesafede durmak iki fren birden kullanılarak olur. Ön frene kademeli olarak güç uygulanmalı, ani darbe vurur şeklindeki sıkmalardan kaçınılmalıdır. Bu frenleri kilitlememek içindir. Arka frene daha sıkı güç uygulayarak, kilitlemeden, böylece iki frende kilitlenme noktası sınırında tutularak en çabuk durma sağlanır. Bunun çalışmasını boş bir alanda, kuru ve ıslak zeminlerde ve kasisli yüzeylerde yaparak kontrolünüzü mükemmelleştiriniz.

Bazı anlar olur ki frenlemek yerine kontra basıp tehlikeyi savuşturmak daha güvenlidir. Arkanızdaki trafik ani duruşunuzda size sorun olacaksa ve kıvırmakla sıyrılabilecekseniz, kıvıracağınız alan buna müsaitse kontra basıp geçin ama frenlerdeyken kontra basılmaz. Kontra ile tehlikeyi bertaraf ederken frenleri bırakmış olmanız şarttır. Esasen sola kıvırmalarda(hızlı akan trafiğe) frenleme yapmadan kontra basıp kıvırmak sağa(yavaş akan trafiğe) kıvırmalarda önce fren yapıp sonra freni bırakıp kontra basarak kıvırmak tavsiye edilir. Şayet kıvırıp engelin etrafından dolanmak yerine fren yapacaksanız arkanızı aynalardan sürekli kontrol ederken frenlemek adına ne bulursanız kapar gibi dengesiz bir refleksler gösterme durumuna da girmeyiniz. Çalışmalarınızda yaptığınız gibi frenleri çok düzgün bir tarzda kullanınız. Pratik yapmak, çok pratik yapmak bu işin anahtarıdır.

Acil durum frenlemesi yatmış durumda yapılmaz. Motor dik konumda olmalıdır. Bilhassa ön teker kitlenerek kayar. Önce motor dik duruma getirilmeli ve hemen arkasından maksimum frenleme yapılmalıdır. Bu frenleme esnasında ön freni sıkarken gaz kolunu tam bırakmaz ve bunun farkına varmazsanız, ön teker kontrolü kaybolur ve kendinizi aniden yerde bulursunuz. Bu durum bacaklarınızla motoru sıkı tutmayıp, karın kaslarınız vasıtasıyla bedeninizi desteklemeden vücut ağırlığınızın yükünü kollarınıza bindirerek yapılan sürüşlerde sık karşılaşılan bir şeydir.


FREN SİSTEMLERİ

Fren sistemleri değiştikçe onları kullanma teknikleri de değişmektedir. Bir motordan inip farklı sistemi olan başka bir motora bindiğinizde fren alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir. Neticede tüm sistemler motorunuzu kontrol altında tutmak için düşünülmüş teknolojilerdir.

Bağımsız Ön/Arka fren sistemleri:

Temel fren sistemidir ve tamamen sürücü tarafından harekete geçirilir. Bugün birçok motorda hidrolik sistemle harekete geçirilen ön ve arka disk sistemler ve az bir sayıda tamburlu arka fren sistemleri mevcuttur.

Bağımsız frenler sadeliğin avantajına sahiptir, düşük masraflıdır ve en kısa sürede duruşu sağlarlar. Sürücüye değişik durumlar için değişik alternatifler sunarlar. Mesela yağmurlu havalarda yada yolculu sürüşlerde sürücü daha fazla aska fren kullanma imkanına sahiptir. Dar U dönüşlerde yada gevşek satıhlı zeminlerde arka fren ön frenden bağımsız olarak kullanılabilir.

Burada ölçü sürücünün ustalığıdır. Ustalık gerektirir. Sadece iki freni de aynı anda uygulamanın yanında her frenin kilitlenmemesi için kendine has baskısını uygulamak da gereklidir.

1997 Kawasaki Concours un durma mesafesi 60mph dan 0 mph a 108.06 ft./36.2mt.

Birbirine bağlı frenler(Linked):

Bağlı frenler ön/arka birbirine bağlı ama değişik tarzda bağlıdırlar. Gold Wing buna tipik bir örnektir. Ön ve arka kaliperler arka frence harekete geçirilir. Arka frene basmakla tek arka fren kaliperi artı iki ön kaliperden birisi harekete geçer. Orantılama vanası fren basıncının takribi %70 ni ön frene %30 nu arka frene yönlendirir. Ön freni sıkmak ise entegre sistemden bağımsız olarak ön frenin diğer kaliperini devreye sokar. Bağımsız ön/arka fren sistemlerinde olduğu gibi, arka ve ön frenin basılması ve tam frenleme sürücüye bağlıdır.

Bu sistemin avantajı panik frenlemede arkaya basılınca her iki freninde devreye girmesi ama buna karşın arka frenin önden bağımsız kullanılamamasıdır. Dar U dönüşlerde bu tip motorlarda arka fren kullanılmaz ve tamamen debriyajı kavrama noktasında tutarak ve debriyaj gaz kombinasyonu ustalığı ile dönüş yapılmaya çalışılır. Mıcırlı, gevşek stabilize yollarda frenler ön frenin kilitlenip tekeri kaydırmaması için çok yumuşak kullanılmalıdır.

2004 GL 1800A Gold Wing 60mph den 0mph a 121.4ft./40.5mt.

ABS:

Bağımsız, bağlı ve entegre fren sistemleri “anti-lock” yani kilitlenmeyen fren sistemleri olarak ta adlandırılır. ABS tekerin dönüş hızını ölçerek çalışır. Tekerin kilitlenmesine yakın basıncı azaltır, her tekerin sensoru vardır ve bu sensorlar tekerin ekseni etrafındaki(rotasyonel) dönüş süratini ölçerler. Ani yavaşlayan teker kaymaya başlayacak demektir. Kilitlenmesini önlemek için ABS kontrol birimleri tekerin dönüşünü sürdürmek ve yer tutuşunun tekrar kazanılması için anlık(saniyenin bir bölümü) olarak fren baskısını kaldırırlar. Sonra tekrar tam baskı uygularlar, burada sürücü çok agresif baskı uyguluyorsa ABS hızlı atımlarla fren baskısını kaldırıp tekrar uygular. Bu sistemlerde hedef daha kısa sürede durmak değil fakat frenlerin kilitlenip motorun kaymasına sebep olma riskini ortadan kaldırmaktır. Hatta sürücü motorunun yer tutunma kabiliyetinin üzerinde, çok sert fren yaparsa ABS sistemi durma mesafesini biraz uzatabilir.

1998 Honda VFR800FI(ABS siz) 60mph den 0mph 107.9ft./36mt.
2002 Honda VFR800FI(ABS li) 60mph den 0 mph a 119.5ft./40mt.

Kombine ABS Frenler:

Hem ön fren ve hem de arka fren tek bir ABS li hidrolik kontrol birimine bağlıdır. BMW R1150 RT de olduğu gibi. Tüm BMW ler de bu güç destekli sistem vardır. Sürücü fren elciğine baskı uyguladığında elektrikli servo pompalar harekete geçerler ve kaliperlerdeki basıncı artırırlar. Tam entegre sistemlerde ya el freni elciğinden yada ayak freninin pedalından(peginden) iki teker üzerindeki tam frenleme işlemi kumandası verilir. BMW sisteminde ayrıca uyarlayıcı bilgisayar vardır. Ön ve arka tekerdeki kaçmadan motorun nasıl yüklendiğini anlar. Örneğin yolculu durumda bilgisayar ilk frenlemede arka tekerin yer tutumundaki artışını sezer ve frenlemede arkaya daha fazla ağırlık vermeye başlar.

Güç destekli birleşik ABS sistemleri neredeyse kusursuzdur ancak yine de sürücünün dikkat etmesi gereken tarafları vardır:

1. Motor çalıştırılırken frenlere dokunulmamalıdır. Bu sistem hatasına sebep olabilir.
2. Dar dönüşlerde arka frenle yapılan dönüşü daraltma işlemleri yapılmamalıdır çünkü arka frene basınca ön frene de basmış oluyorsunuz. Bu da yavaş hızlarda motorun aniden durmasına sebep olabilir.
3. Bu sistemler akü voltajlarına karşı çok duyarlıdır.

Kısmi Entegre ABS Sistemler:

BMW bazı modellerinde kısmi birleşik ABS sistemin ide üretmiştir. Bu sistemde ön fren elciği hem ön hem de arka kaliperleri harekete geçirir. Tam birleşik sistemlerin aynısıdır diyebiliriz. Ancak fark arka fren pedalındadır ve bu pedal sadece arka fren kaliperini harekete geçirir. Ön fren güç yardımcısı işlemi sırasınca ABS tam devrededir. Bu sistemin avantajı dar alan U dönüşlerde arka freni kullanma imkânı vermesidir.

Son gelinen noktada birleşik ABS güç destekli fren sistemlerinden bağımsız ABS fren sistemlerine dönüş yapılmaktadır.

Sürücü: Hala en önemli kısım:

Fren sistemi ne olursa olsun motosikletin süratini kontrol etmede sürücünün mahareti birinci faktördür. Ne zaman fren yapılacağını ve nasıl yapılacağını bilmek çok önemlidir. Aynı zamanda düzgün fren yapma alışkanlıklarına sahip olmak çok önemlidir, en ileri sistem bile teknik olmamasının yada yanlış sürüş davranışlarının sebep olabileceği kaymaları, savrulmaları önleyemez. (Mesela tam dönüşün ortasında gazı aniden tam kapatmak gibi). Aniden tehlikelerle karşılaştığımızda iyi alışkanlıklarımız bizi bu durumlardan çok fazla düşünmemize bile gerek bırakmadan düzgün bir duruş yapmamızı sağlayarak güvenle çıkaracaktır.

SÜRATE GÖRE BİR SANİYEDE ALINAN MESAFELER

Photobucket

Motosiklet Viraj Teknikleri

Motosiklet Viraj Teknikleri

Yanlış Viraj Hattı

Doğru Viraj Hattı

 

Dönemece yaklaşırken incelenmesi gerekli noktalar:

Yol işaret ve ikaz levhaları.
Dönemecin keskinliği ve yol yüzeyinin durumu.
Yolun eğimi.
Yaklaşan araçlarla olması muhtemel karşılaşma ihtimalleri.

Süratin ayarlanması:
Uygun giriş süratine karar verin. (Sizin tüm dönüş boyunca hızı muhafaza etmenize veya kademeli arttırmanıza olanak sağlayacak bir sürat).
Seçtiğiniz yol süratine uygun vites/hız oranını seçin.
Yaklaşım hızınızı yumuşak bir geçişle giriş hızına indirin.

Dönüş boyunca izlenecek hattın ele alınması:
Geniş dönüşler daha az traksiyona ihtiyaç gösterir buda rezervde daha fazla traksiyon tutulması demektir.
Düşme riski sürücünün görüşüyle dönüşün en keskin yeri geçilince azalır.
Eğer sürücü en iyi görüşü sağlayan pozisyonu seçmişse beklenmedik engellerle karşılaşma riski azalmış olur.
Karşı hattan sizi en uzak tutacak hattı takip etmek yaklaşmakta olan araçlarla çarpışma riskinizi azaltır.
Traksiyonu azaltacak bozuk yol yüzeylerinden geçen hatlardan uzak durulmalıdır.

Değişik dönüşlere göre uygun hatlar:
Sabit açılı dönemeçler: Dıştan girin, dönüşün ortasında apeksleyin, içe geçin ve dönüşün dışından çıkın.
Kapanan(daralan) açılı dönemeçler: Dönüşe dışarıdan başlayın, geç apeksleyin ve dışarıdan çıkın.
Açılan(genişleyen) açılı dönemeçler: Dışardan dönüşe başlayın, erken apeksleyin ve dışardan çıkın.
Çoklu dönemeçler: Dışardan dönüşe başlayın, her dönüşte de geç apeksleyin ve dışardan çıkın.
Kör(görüş olmayan) dönemeçler: Dışardan girin ve çıkışı görene kadar dışarıda kalın(geç apekslemeyi planlayın) ve dışarıdan çıkın.

Dönemcin içine bakmak:
Baş ve gözler görsel yönlenme kontrolü sağlar. Baktığınız yere ve/veya objeye yönelirsiniz.
Başınızı ve gözlerinizi görme/algılama uyumsuzluğu olmaması için ufuk hattına olabildiğince paralel tutun.
Mümkünse çıkışa bakın, görünmüyorsa 12 saniye önünüze bakın. (12 saniye sonra olacağınız yer(100mt)).

Motoru yatırmak:
Yatırmayı başlatmak için kontra tekniğini devreye sokun. Sağa yatmak için sağa sola yatmak için sola basın. Dönüşün ters tarafına doğru uygulanan kuvvetin yaratacağı merkezkaç kuvveti bizi yönümüze çevirecektir. İstenen yatış açısına ulaşılıncaya kadar basınç uygulamaya devam edin. Basıncı önün dönüş hattı boyunca dengelenebilmesi sağlayacak şekilde ayarlayın.
Bedeninizi motorla birlikte yatırın; motoru bedeninizi dik tutarak kendinizden uzağa itmeyin. Bazı sürücülerde sağ veya sola yatma fobisi vardır. Bu korkunun 3 sebebi vardır; birincisi sürücü korktuğu tarafla ilgili kötü bir kaza geçirmiştir ve zihninde hala bu kazanın olumsuz izlerini taşımaktadır, ikincisi sürücü kontra tekniğini anlamamıştır, üçüncüsü sürücü motoru araba gibi döndürmeye kalkmış ve felaketle yüzleşmiştir.
Leanophobia (motoru bir yâda iki tarafa da yatırma korkusu) belirtileri: Korktuğunuz tarafa dönmeniz gerektiği zaman vücudunuz gerilir, kasılmalar olur. Vücudunuz dik kalır, gözler dönüşe bakmaz(kısa görüşlülük) veya kollarınızı kasarak dönmeye çalışmak.

Dizlerinizle tankı tutun:
Sarkık dizler motorun ağırlık merkezini değiştirir ve kullanımı etkileyebilir.

Gazın kontrolü:
Çıkışı görene kadar gazlamayın. Çıkış görünmüyorsa giriş süratinizi muhafaza edin.(Doğal gazlama).
Usta sürücüler ön ve arka tekerin traksiyonunda ani değişmeler olmaması için hassas bir şekilde gaz verirler. İdeal olan ağırlığın ön ve arkada eşit dağılıyor olmasıdır.
Yumuşakça gaz vermek süspansiyonları dengeye oturtur. Motorun her iki yönde de hafifçe yükselmesine neden olur. Buda zemin açıklığının yükselmesi demektir.(Bunun süspansiyon geometrisi ile de ilişkisi vardır, anti-çökme vs). Tersi olarak gazı keserseniz motor iki uçta da iner, süspansiyonları sıkıştırarak zemin açıklığını azaltır. Süspansiyonu sıkıştıran merkezkaç kuvvetinin etkisini gaz vermek dengeler. Yatmış durumda hızı muhafaza etmek için gaz vermek gereklidir. Motor yattığında lastik yere temas halkasının çapı küçülür. Küçülen çapı karşılamak için arka tekerin daha hızlı çevrilmesi süratin sabit kalması için gereklidir.

DÖNÜŞ PROBLEMLERİ I
Giriş hızı biraz fazla: Sonuç; gözle takip zayıflar, yargı hataları olur, durum kötüye gider.
Yanlış tepkiler; gazı kapamak, yatık durumdayken sert fren yapmak, yolun kenarına bakmak.
Doğru tepki; Gazı devam ettirin(süspansiyonlar dengede kalır), yön kontrolü için dönüş içine bakmak, daha fazla yatmak için kontra basmak, ağırlığı dönüşün içine aktarmak. Bu merkezkaç kuvvetini karşılayarak motorun zeminden açıklığını(yüksekliğini) artıracaktır.

Giriş hızı çok fazla: Doğru tepki; motoru çabuk olarak dik konuma getirin, gidonu düzeltin, maksimum düz hat frenlemesi yapın, frenleri bırakın, dönüşün içine bakın, kontra basıp tekrar yatın. Tüm bunlar en fazla 1-2 saniyede tamamlanamazsa yoldan çıkarsınız. Zamanlamanın mükemmel olması şarttır.
Yanlış tepki; motoru doğrultmak

Motosiklet parçalarının zemine sürtmesi:

Sebep; yüksek sürat. Bu durum fazla yatış gerektir. Çözüm; daha iyi göz takibi, giriş süratinin görüş mesafesi, eğim, yüzeyin durumu ve sürücü yeteneklerine göre ayarlanması. Yavaş girip hızlı çıkmak her zaman iyidir.
Sebep; uygun olmayan, çok fazla yatış açısı isteyen sürüş hattı. Çözüm; düzgün giriş hızı ayarlayın, sabit hızınızı muhafaza edin veya dönüş boyunca gaz verin,
Sebep; gaz kesmek. Çözüm; yaklaşırken dönüşün içine bakın (kenara yâda diğer objelere bakmak sürücüde gaz kesme içgüdüsünü harekete geçirir), hattınızı planlayın dönüş boyunca elciklere uygun basınç uygulamaya çaba sarf edin.
Sebep; süspansiyon ayarsızlıkları veya yanlış ayar. Çözüm; sürüş öncesi kontrollerini ihmal etmeyin ve bu durumda tekrar yapın, süspansiyon sıkışmasını azaltmak için hızınızı azaltın, gazı çevirmek(motorun boşunu alana ve hafifçe yüklenmesine kadar) süspansiyonların oturması için bu durumda da gereklidir(hızı azalttıktan sonra gazı kapamayın-motoru boşta gider duruma sokmayın), dönüş açısını büyüterek yatış açısını azaltın.
Sebep; yük çok fazla. Çözüm; fazla yük duruma uygun yeni süspansiyon ayarı gerektirdiği için çözüm süspansiyon ayar bozukluğundaki durumla aynıdır.
Sebep; ters eğimli dönemeç(taçlı yollar). Çözüm; görüş kabiliyetinizi geliştirin(önceden görün), hızınızı ve yatış açınızı azaltın.

Uygun olmayan hat seçimi:

Sebep; sürücünün kötü görüş kabiliyeti. Çözüm; 12 saniye sonra olacağınız yere bakın(90m), dönüşü inceledikten sonra dönemece yaklaşırken hattınızı planlayın.
Sebep; uygun olmayan hız. Çözüm; gazı çevirin, bileğinizi aşağıda tutun.
Sebep; uygun olmayan yatış açısı. Çözüm; kontra basıncınızı gerekli yönde artırın yada azaltın, vücudunuzun yatış açısını kontrol edin.

Pozisyona göre bakış derinlikleri:
Sağa Dönüş:Photobucket

Sola Dönüş:Photobucket


Kavşak Geçişleri: Photobucket

DÖNÜŞ PROBLEMLERİ II

Dönemece girdiniz ve motor sizin dönüş hattınızın dışına doğru yönlenerek yoldan çıkmaya başladı; kontra basıp daha yatırmak mı doğru olur yoksa motoru düzeltip fren yapmak ve tekrar yatırmak mı?

Bu konuda her şeye tek çare tarzında bir cevap vermek mümkün değildir. Ama üç seçenek sunup bunların her birinin tehlikelerini ve avantajlı taraflarını açıklayabiliriz. Bu üç faktörün seçimini aşağıdaki unsurlara bağlıdır.

. Hız ve yol yüzeyi.
. Diğer araçlar.
. Motosiklet tipi ve yükü.
. Tecrübe ve güven.

Hatırlanması gerekli önemli bir unsur şudur: Kuru ve yeterince düzgün yüzeyli bir yolda Kimse tutunma eksikliği yüzünden kaza yapmaz, yoldan çıkış kazalarının çoğu girişte yanlış frenleme ve çıkışta güç high-side kazalarıdır. Bazı motorların zeminden yükseklik ölçüleri ve yarış açılarında yatmalarda yoldan savrulmalara neden olabilmektedir. Bunun dışında modern bir spor motoru yoldan çıkarabilmek için epey güç sarf etmeniz gerekir.

Seçenek A:- İşlemi karmaşıklaştırmayın ve basitçe motorunuza yön verin.

Elinizde rezerv yatırma açısı(hiçbir dönemece tam yatmış girmeyin) varsa genellikle doğru çözüm:

Önünüzdeki probleme değil dönemeç çıkışına bakınız.
Kontra basarak rezerv yatış payınızı kullanınız.
Gazı açın ve hassas bir şekilde motoru döndürdükçe kullanın – bunun amacı yanlamayı(lastiklerin yol tutuşu varken yana doğru gidiş hareketini) önlemek, hızın kesilmesi neticesi ön tekerin yüklenmesini ve döndürme geometrisini boşa çıkarmasını önlemektir.

Gaz vermek -Bak, Yatır ve Dön(uçağın yön değiştirmeden kendi yatay ekseni etrafındaki burgu hareketi gibi)- tekniğinde birçoğumuzun düşündüğünden daha önemli bir unsurdur. Sürücülerin bir çoğu viraj köşelerini dolaşıp yolun açık görüldüğü uzak köşelerinde gaz açmayı tercih ederler. Maalesef bu durum virajda frenleme, ağırlık aktarma ve hız kesmenin ön tekerdeki etkisinin dezavantajlarını taşır. (Eğer siz yüksek kompresyonlu tek yâda çift silindirli bir motor kullanmıyorsanız.) Eğer çok tecrübeli biri değilseniz bu yöntem kesinlikle size uygundur. Burada insan içgüdüsü sizi frenlere asılmaya yönlendirir, buna rağmen siz doğru olanı yapabilirsiniz.

Seçenek B:- Doğrulun, fren yapın ve tekrar yatın.

Nadir olarak sürücü doğrulup, tekrar yatmadan önce düz bir hatla fren yapma olanağı bulur. Bu durum trafiğin olmadığı, alanın müsait olduğu yerlerde mümkün olabilir. Genel görüş yeterli yer olsa zaten dönersiniz aksi durumda sizi sağ dönüşlerde karşı trafiğin önüne sol dönüşlerde şarampole götürebilir. Burada sürücünün o anki takdiri çok önemlidir. Her halükarda eğer uygulanacaksa bu hareketin toplamı 1-2 saniyede tamamlanmış olmalıdır.

Seçenek C;- Dönemeçlerde fren yapmak.

Üçüncü seçeneğiniz frenleri kullanmaktır. Bu yeni başlayanlara göre değildir sadece spor motosikletlere mahsustur.

Modern spor motorlar dikkatli ve kademeli bir artışla kullanılmak kaydıyla şaşırtıcı bir oranda frenleme taşıyabilirler. Burada şunu akılda tutmanız gereklidir:

Ön tekerin fren ve yön verme ile baş edebilmesi için belli bir tutuş gücü vardır. Virajda yönlenme için mümkün olan maksimum tutuşun sağlandığından emin olun. Her fren yapış bu tutuşun gücünü eksiltir ön tekere aşırı yük bindirir. Ani ön fren ile motor kayarak kontrolünüzden çıkar. Bu kaza low-side olarak bilinir ve dönemeç kazalarının baş sebeplerindendir. Spor motorların sert süspansiyona sahip olmaları ön frendeki kaymayı artırır.

Ön frene dokunmak motoru dik konuma getirir ve dümdüz gitmeye başlarsınız. Bu durumda dönüş hattına girmek için ilave bir yönlendirme çabasına ihtiyaç doğar.

Önü serbest bırakmak aniden dönemeç içine dönüşe sebep olur. Frenleri bırakırken de sıkarken olduğu kadar dikkatli olunuz. Sıktığınızdan daha yavaş bırakınız.

Doğru bir şekilde yapılırsa, siz yavaşlarken motosiklet kademeli bir daralmayla aynı açıda dönüşünü yapacaktır. Bu aslında yokuş aşağı yarıçapı daralan açılı dönemeci dönmenin tek yoludur.

Siz ne kadar sert fren yaparsanız yönlendirme de o kadar duyarsızlaşacaktır çünkü çatallar dalacak ve yönlendirme açısı değişecektir. Bazı motorlarda da potansiyel yerden açıklık problemi vardır.

Birçok sürücünün yanlış seçim yapma sebepleri:

. Mevcut seçenekleri anlamıyorlar.
. İçgüdüsel hareket ediyorlar.

Pratik yapmak doğru alışkanlığı kazanmak için tek yoldur.

Dönemece girip de ne yapmam lazımdan çok girmeden dönemeci okumak ve gerekli emniyet paylarını rezervde tutarak girmek doğru olandır. Bunun için 4 basit kural vardır:

Daima en kötü durumu farz edin ve bu durumda durabileceğinizden veya en azından dönüş açınızı daraltabileceğinizden emin olunuz. Şayet dizinizi veya pedalları yere sürterek şahane görünüşlü bir dönemece girdiğinizde bu dönemeç yokuş aşağı yâda daralan açılı bir dönemeç yâda ters eğimli bir dönemeç ise yâda geniş bir araçla mesela biçerdöverle karşılaşırsanız başınız çok büyük bir beladadır. Daima hatalar ve potansiyel tehlikeler için bir marj bırakın yoksa şansınızı çok zorlamış olursunuz. Eğer düşündüğünüz olumsuzluklarla karşılaşmazsanız tekrar hızlanmanız mümkündür. Bu yüzden kendinize -Ne kadar hızlı gidebilirim?- diye değil -Zamanında durabilir miyim?- diye sorunuz daima.

Yavaşlayarak dönemece girin, tedbirli bir şekilde dönünüz, hızlı çıkınız! Çok hızlı girmek gazı kapatmak yâda fren yapmak demektir. Bu durumda ön süspansiyonlar sıkışır, sürüş geometrisi sıkışır ve kararsızlaşır ve sonuçta motor dengesizleşerek sizin aleyhinize çalışır. Yavaş giriniz(çok yavaş iseniz her zaman gaz verebilirsiniz), motoru döndürün ve gerekli hızı tutturmak için gaza gereğince basarak dönüş boyunca motorun sizin için çalışmasını sağlayınız.

Dönemeci geriye doğru okuyunuz. Nereye gittiğini bilmediğiniz bir yolda kendinizi hatta bırakamazsınız. Çıkışı gördüğünüz anda kendinizi bu çıkışa yönelen hatta bırakabilirsiniz.

Frenleri etkin bir şekilde kullanmayı öğreniniz. Eğer fren yapmanız gerekiyorsa, düz bir hatta geniş bir zaman dilimi içerisinde olumlu bir tarzda yapınız. Bu işlem dönüş ihtiyacı doğmadan yapılmalıdır. Bunu tamamladıktan sonra dikkatinizi dönüş hattını düzenlemeye verebilirsiniz.

Burada değinmek istediğimiz bir konuda dönemece olan mesafenin yanlış değerlendirilmesidir. Bu durumda dönemece çok hızlı girilmiş olmakta ve sürücüler dönemeci dönebilmek gayreti içinde çok geç olarak sert fren yapmak durumunda kalmaktadırlar. Yâda aşırı yatmayı tercih etme durumunda kalmaktadırlar. Eğer şanslılarsa çok savruk bir genişlikle ve ani yavaşlayarak dönebilmekte yâda bu da yetmeyerek yoldan çıkmaktadırlar. Felaket kapıda sizi bekliyor olabilir.

Kendinize şu soruyu sorun; en son acil durum frenleme pratiği(maksimum frenleme) ne zaman yaptınız?

Bunun yolu pratikten geçer. İyice ustalaşmak, acil frenleme tekniğinizi içgüdünüz haline getirmek bu hareketin binlerce kez yapılmış olmasını gerektirir. Freni gerektiğinde sert bir şekilde ama güvenli olarak kullanabileceğiniz şeklindeki kendinize güveniniz sizin durmak için gerekli mesafenin olduğuna mı yoksa yatmanız gerektiğine mi hızla karar verebilmenizi sağlayacaktır.

Şunu unutmayın dik konumda normal hızda düz giderken çok az insan fren yüzünden kaza yapmıştır.

Burada önemli bir konuya giriyoruz.

Aktif frenlemek mi yoksa gazlamak mı sizi problemin dışında tutacaktır?

Dönemece motorun süspansiyonlarının üzerinde yerleşmiş ve dönüşe hazır bir şekilde girmek gereklidir. Bu sizin doğru hızla, doğru vitesle ve frenler bırakılmış, ağırlık hafifçe arkaya verilmiş ve gaza hafifçe basılarak süspansiyonlar dengelenmiş olarak girmeniz demektir.

Öğleyse yani bu iş bu kadar basitse neden dönemeçlerde sürücülerin başı sık belaya girmektedir?

Cevap tecrübesizlik, pratik eksikliği ve frenlerin neleri yapabileceği hakkındaki bilgisizliktir. Maalesef tecrübeli sürücülerde dönemeçlerde kazalara karışmaktadırlar. Neden?

İyi, tedbirli sürücüler dönemeçlerde fren yapmak zorunda kalmaz, onlar gaz verme duygusunu bilirler ve kullanırlar. Bunun teorisi de dönemece yaklaşırken gazı kes ve hızını kontrol etmek için motor kompresyonunu kullandır. Virajlara giriş sırasında frenleri kullanmak motorun dengelerini (dinamiklerini) bozacaktır. Virajlara yaklaşırken dönemeçleri doğru okumuşsanız doğru frenlemeyi doğru bir hatta yaparsınız ve böylece dönüş hareketini başlatmadan evvel frenlemeyi bitirmiş olursunuz ve gazı hassas bir şekilde açarsınız. Bu gaz verme duygusunu kullanarak yavaşlamakla aynıdır. Tek farkı siz zamanın bir kesitinde yavaşlamış olursunuz ve böylece önünüzdeki düzlük için hızı daha uzun bir süre muhafaza etmiş olursunuz.

Bir dönemeç girişinde yavaşlamanın bir hedefi vardır. Motoru doğru yerde doğru hıza getirebilmek. Bunu siz önceden aktif frenlemeyle yâda pasif gazlama duygusuyla yapabilirsiniz. Seçim sizin ama hangisini seçerseniz seçin hedefiniz – MOTOSİKLETİ DOĞRU YERDE DOĞRU HIZA GETİRMEK – olmak zorundadır.

Gaz vermek yani hız duygusunu(göstergeye bakmadan süratinizi bilmek duygusu) yollarda kullanmanın yeri yoktur denemez. Tam tersi rahatlatıcı bir duygudur ama yanlış kullanırsanız ve dönemece gaz kapalı çok hızlı girerseniz yâda çok geç uyguladığınız frenlerle girerseniz bu durum yanlış önceden aktif frenlemeyle aynı olumsuz sonuçları doğurur.

Her iki teknik de doğal olarak yanlış kullanıldığında yâda aşırıya gidildiğinde tehlikeler yaratır. Şayet kontrolü kaybederseniz fizik ilminin kuralları kontrolü ele alır. Merhamet yoktur.

Dönüşler konusunda son anlatacağımız konu dengedir.

Düşünürseniz aslında tüm motosiklet kontrol yeteneklerinin iki alana indirgenebileceğini göreceksiniz:

. Süratin değişimi.
. Yönün değişimi.


Süratin değişmesinden frenleme ve gaz verme işlemlerini kastediyoruz. Fren yada gazın kullanımı lastiklerin üzerindeki ağırlıkları değiştirerek birinden diğerine yük aktarır.

Yön değiştirmek motorun gidonunu çevirmek ve motoru yatırmakla ilişkilidir. Bu hareketler dönemeç dönmemizi bir çok karmaşık yanal faktörleri devreye sokarak sağlar.

Kendinize sorun – Motor ne zaman en dengeli durumdadır?

Eğer dönemeçte derseniz siz dönüş kabiliyetinizi öne çıkarıyorsunuzdur, fren derseniz frenleme kabiliyetinizi öne çıkarıyorsunuz demektir. Ama esas olarak motor yere dik konumdayken ve sabit bir hızla giderken en dengeli durumundadır. Bu durumdan sapmalar aşırılaştıkça, arttıkça denge azalır.

Dengede tutmak için olanaklarınızın en fazla olduğu zamanlar nelerdir?

Eğer fren yapıyorsanız yön verme olanağınızla uyuma giriyorsunuzdur, viraj dönüyorsanız fren yapma olanağınızla uyuma giriyorsunuzdur. Bu yüzden şayet motoru dengede tutmak istiyorsanız onu mümkün olduğunca – dik konumda – tutmak durumundasınızdır.

Şimdi örneklere geçelim:

Sola dönüşlü bir dönemeçte maksimum açıyı elde etmek için en sağdan dönüşe başlarsınız, tam dönüş ortasında apekslersiniz ve sağa doğru geniş bir şekilde dönemeçten çıkarsınız. Ancak bir dakika düşünün motor dönüş boyunca fazla uzun süre ve fazla yatış açısında kaldı. Erken dönüşe başladığınızda dönüşü yanlış değerlendirebilirsiniz ve çıkışı görememe durumunda olabilirsiniz. Bu yoldan çıkmaların ortak sebeplerinden biridir. Hızınız fazla ise kapanan virajlarda istemsiz olarak geliş yönüne geçebilirsiniz.

Dönemece girişte en emniyetli hattı seçebilmek için dik konumdayken frenleyin ve frenleme bitmiş vaziyette motorun sabit bir hızda tutmak için gereğince ve yumuşakça geniş bir hatta gaz vererek dönemece girin ve dönemeç çıkışını görene kadar bu şekilde devam edin. Çıkışı gördüğünüzde apeksleyerek (motoru dik konuma getirerek) hızınızı yolun ve sağ duyunuzun sınırları dahilinde arttırabilirsiniz. Bu durumda dönüş esnasında karşılaşabileceğiniz herhangi bir engelle – yağ, kum döküntüsü, park etmiş bir araç, taş, kaya, erimiş asfalt, yol çalışmaları, inek v.s. de baş etme olanağınız daha fazla olacaktır. Sağa dönüşlerde yolun orta şeridine (karşı yönden gelen trafiğe dikkat ederek) yakın başlamak, sola dönüşlerde yolun dış kenarına yakın pozisyondan başlamak dönemecin içine doğru daha derin görüş mesafesi verir.

Arkanızdaki trafiği kontrol ederek frenlemeye erken başlayıp, frenleme işlemini uzun bir zaman diliminde yaparsanız ani frenleme yapmak zorunda kalmaz daha yumuşak bir yavaşlama elde edersiniz. Ancak dönemece dalgın bir şekilde yaklaşıp ani fren yaparsanız kısa sürede hızınızı istediğiniz seviye getirebilmek için sert basmanız gerekir. Doğru hızla girdiğiniz bir dönemeçte hızınızda viraja göre uygun olacağı için fazla yatış açısı gerektirmez ve daha dik durumda dönebilirsiniz. Daha dik durumda dönmek daha fazla yol tutunma kabiliyeti demektir ve her herhangi beklenmedik bir durumda, bir engelle karşılaşıldığında hatayı düzeltme marjınız fazla olur ve dönüşü daraltmanızı gerektirecek durum karşısında da bunu kolaylıkla yapabilirsiniz. Daha az yatış açısıyla dönmek yada yatış pozisyonunda kaldığınız mesafeyi olabildiğince kısa tutmak her zaman daha avantajlıdır.

Klasik Kazalar:

1. Photobucket

2. Photobucket

Yağmurlu Havalarda Motosiklet Sürüş Eğitimi

Yağmurlu havalarda motosiklet sürmek, özellikle deneyimsiz sürücüler için zorlu olabilir. Ancak doğru eğitim ve hazırlık ile bu zorluklar üstesinden gelinebilir. Bu sayfada, yağmurlu havalarda güvenli motosiklet sürüşü için gerekli olan teknikler ve ipuçları hakkında bilgi bulabilirsiniz.

1. Ekipman ve Hazırlık

Yağmur Giysileri

  • Su Geçirmez Kıyafetler: Yağmurluk, su geçirmez pantolon ve botlar kullanarak kuru kalabilirsiniz.
  • Kask: Vizörlü kasklar, yüzünüzü yağmurdan korur. Buğu önleyici spreyler veya buğu önleyici vizörler kullanmak da görüşünüzü artırır.
  • Eldivenler: Su geçirmez eldivenler ellerinizi kuru ve sıcak tutar, böylece fren ve debriyajı daha iyi kontrol edebilirsiniz.

Motosiklet Kontrolü

  • Lastikler: Yağmurlu havalarda lastiklerinizin diş derinliğinin yeterli olduğundan emin olun. İyi durumda lastikler, suyu daha iyi tahliye eder ve yol tutuşunu artırır.
  • Frenler: Fren sisteminizin düzgün çalıştığından emin olun. Islak zeminde fren yapmak daha zor olabilir, bu yüzden fren balatalarınızın ve disklerinizin durumu önemlidir.
  • Aydınlatma: Far ve stop lambalarının düzgün çalıştığından emin olun. Yağmurlu havalarda görüş mesafesi düşer, bu yüzden görünür olmak önemlidir.

2. Sürüş Teknikleri

Yavaş ve Dikkatli Sürüş

  • Hız Kontrolü: Yağmurlu havalarda hızınızı düşürün. Islak yollar kaygan olabilir ve durma mesafesi artar.
  • Takip Mesafesi: Öndeki araçla takip mesafenizi artırın. Bu, ani durma veya yavaşlama durumlarında size daha fazla reaksiyon süresi sağlar.
  • Yavaş Viraj Alma: Virajlara daha yavaş girin ve motoru daha dik tutun. Ani hareketlerden kaçının.

Fren Kullanımı

  • Yumuşak Frenleme: Frenleri yavaşça ve kademeli olarak kullanın. Ani frenleme kaymaya neden olabilir.
  • Arka Fren Kullanımı: Ön ve arka frenleri dengeli kullanın. Arka fren, motosikletin dengesini korumaya yardımcı olur.

Yol Koşullarını Okuma

  • Su Birikintileri: Su birikintilerinden kaçının. Derinliği bilinmeyen su birikintileri, motosikletinizin dengesini bozabilir.
  • Beyaz Çizgiler ve Kapaklar: Yol çizgileri, rögar kapakları ve metal yüzeyler ıslak olduğunda çok kaygan olabilir. Bu yüzeylerden geçerken dikkatli olun.

3. Ekstra İpuçları

  • Görünürlük: Parlak renkli veya reflektörlü kıyafetler giyin. Diğer sürücülerin sizi fark etmesi daha kolay olacaktır.
  • Rüzgar Koruması: Rüzgar korumalı motosiklet ön camları, yağmurun doğrudan yüzünüze gelmesini engelleyebilir ve konforunuzu artırabilir.
  • Bakım: Motosikletinizin düzenli bakımını yapın. Özellikle yağmur sonrası zincirinizi temizleyip yağlamak, paslanmayı önler.

Sonuç

Yağmurlu havalarda motosiklet sürmek bazı ek zorluklar getirse de, doğru ekipman, dikkatli sürüş teknikleri ve hazırlık ile bu zorlukların üstesinden gelmek mümkündür. Güvenli ve keyifli sürüşler dileriz!